| |
Kökünü kurutmak
AK Parti'nin aylık dergisi Türkiye Bülteni'nin Temmuz sayısı elimize ulaştı. Kağıdından baskısına kadar son derece kaliteli olan dergide iktidarın icraatlarıyla ilgili epey konu yer alıyor: Başbakan Erdoğan'ın ABD gezisi (Bugün yine gidiyor) Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Babacan'ın 3 Ekim'de başlayacak müzakere sürecine ilişkin açıklamaları, Dışişleri Bakanı Gül'ün Türk-Amerikan ilişkilerini irdeleyen mülakatı, batık bankalardan tahsilat, zorunlu tasarruf ödemeleri, tarım ürünleri sigortası... Ancak 64 sayfalık dergide Güneydoğu'ya ilişkin tek satır bulamadık. Erdoğan'ın Ulusa Sesleniş'inde de yoktu Güneydoğu. Grup konuşmasında da... Erdoğan "Bir sorunu düşünmezseniz yoktur" anlayışını koruyor. Ancak, "düşünmeden" geçirilen hergün ne yazık ki sorunu biraz daha büyütüyor, Türkiye'yi biraz daha sıkıştırıyor. Ve bu sıkışmanın bir açmaza dönüşmesinden kaygılananların uyarıları artıyor. DYP lideri Ağar dün Malatya'da "Terörü besleyen işsizlik, ekonomik perişanlık ve fukaralığa karşı hiçbir önlem alınmadığını görmekten büyük üzüntü duymaktayım" dedi. Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Paul Baudade, terörle mücadelede askeri araçların ekonomik önlemlerle desteklenmesinin önemini hatırlattı. AB büyükelçileri de 20 gün önce Erdoğan'a aynı tavsiyede bulundular, "PKK ile mücadelede hükümet de görünür olmalı. PKK terör örgütü ama askeri seçenek nihai çözüm olamaz" dediler. Erdoğan sinirlendi, "Örgüt bu anlayışını devam ettirdikçe operasyonlar sürecek" diye kestirip attı.
Tuzağı bozmak için Elbette silahlı son PKK'lı da tehdit olmaktan çıkıncaya kadar operasyonlar sürecek, sürmeli. Ancak Genelkurmay Başkanı Org. Özkök'ün bile "Terör sorununun çözümü için ekonomik ve sosyal önlemler de devreye girmeli" demek ihtiyacını duyması, hükümetin bu sağduyulu uyarıları önemsemesi zamanının geldiğini gösteriyor. Zira mücadeleyi salt askeri önlemlerde görmenin bir noktadan sonra örgütün oyununa gelmek olacağı görülüyor: * Kayıplar arttıkça milliyetçi dalgalar daha da kabaracak ve bu da AB sürecinde gerekli reformları yapmayı güçleştirecek. * Reformlar aksadıkça AB'den insan hakları, özgürlükler, demokratik açılımlardaki eksikleri hatırlatan eleştiriler artacak. * Brüksel'in eleştirileri arttıkça kamuoyunda AB karşıtlığı güçlenecek ya da en azından destek zayıflayacak. Tam da PKK'nın istediği ortam... Bu tuzağı bozmak için hükümet bu yaz mesaisini Güneydoğu'ya ayırmalı. Sadece güvenliğe dayalı tek boyutlu çözümden çok boyutlu çözüme geçtiğini göstermeli. Bu amaçla bir strateji belirlemeli. Onu kapsamlı bir ekonomik-sosyal paket izlemeli. İşsizliği azaltacak, yatırımları özendirecek, altyapı yatırımlarını hızlandıracak, gelir adaletsizliğini törpüleyecek bir paket. Ama son 20 yılın sayısını unuttuğumuz paketlerinin akıbetine uğramayacak, lafta kalmayacak bir paket. Elbette bunun siyasal önlemlerle takviyesi de tartışılabilir. Ama her 4 kişiden 3'ünün işsiz olduğu bölgede ekonomik seferberlik ilan etmedikçe, terörün kaynağını kurutmak, örgütü tabansız bırakmak hayalden öteye geçmez. Zagros Dağları'nda üç gün önce 130 militan daha "eğitimlerini" tamamlayıp örgüte katıldı. Haberiniz olsun...
|