Pınar Aylin'in yeşiline vurulduğu villası...
Üç yıl aradan sonra "No 5" isimli albümüyle çıkış yapan Pınar Aylin'in Anadolu Hisarı'ndaki evi, hem modern, hem de klasik çizgiler taşıyor. Alaçatı'dan getirilen taşlarla süslenen şöminesi, çam kokan terası ve kılıç koleksiyonuyla farklı dekore edilmiş bir eve sahip olan Pınar Aylin'e Hülya dergisi konuk oldu.
'Oldukça yağışlı ve gri bir sonbahar günüydü. Kararsızdık, ama terasa çıktığımda, büyüleyici yeşili gördüm, bir de bülbül seslerini duyunca hiç tereddüt etmeden eşimle bu evi satın almaya karar verdik' diye anlatıyor evlerinin öyküsünü Pınar Aylin. Evi aldıktan sonra iki yıl içini yaptırmakla uğraşmışlar. Ve uzun çalışmalar sonucunda kendi zevklerine göre bir ev oluşturabilmişler. İki kattan oluşan evin alt katında salon, mutfak, banyo ve birkaç oturma odası bulunuyor. Üst kat ise yine çiftin isteğine göre, duvarlar ortadan kaldırılarak bir  stüdyo katı şeklinde oluşturulmuş. Salon, çok ağır olmayan, antikalarla döşenmiş. Ne fazla spor, ne fazla klasik. Dekorasyona meraklı bir çift olduklarını belirtiyor Evin salonunda pek çok yerden alınmış objeler bulunuyor. Kadınların kıyafet alma çılgınlığı vardır ya, bu Pınar Aylin'de ev eşyası çılgınlığı şeklinde gelişmiş. Dünyanın değişik pek çok yerinden alınmış bir sürü eşya var, ancak genel olarak üç yer dikkat çekiyor. İzmir'de bir antikacıdan, İstanbul'da Horhor'dan ve Mert Bey'in Hollanda'da yaşadığı dönemde Amsterdam'dan alınan objeler evi doldurmuş.  Çok ağır olmayan antika vitrin, yemek masası, büfe ve deri koltukları, salonun ortasında yer alan şömine tamamlıyor. Çiftin, bir taş ustasından satın alıp İstanbul'a getirdiği orijinal Alaçatı taşları ile şık bir şömine yapılmış. Ayrıca aile büyüklerinden kalan, değerli objeler de evin baş köşelerinde yer buluyor. Pınar Aylin tam bir mavi ve yeşil tutkunu. Yeşili sevdiği kadar denizi de seven Aylin'in salonunda denizcilik aksesuarları da göze çarpıyor. Dalmaya meraklı çift, yaz aylarında Kalkan'a giderek bol bol nefislerini köreltiyorlarmış.  Salonda, kesici aletlere rastlayıp işin sebebi hikmetini sorunca, Pınar Hanım: "Mert'in bu şekilde bir koleksiyonu var. Kılıçlar, çakılar, bıçaklar ne ararsanız var. İlk başta beni rahatsız ediyordu bu koleksiyon tutkusu, ancak sonra ben ondan beter oldum" diye anlatıyor. Her tarafta milyonlarca kılıç varmış. Çiftin yatak odası, banyosu ve dolaplarının bulunduğu kısım, hiç bölünmeden televizyon odasına bağlanıyor. Oldukça yaratıcı, bir o kadar da rahat bir konsept söz konusu. Televizyonun hemen yanında bulunan DVD'lere bakıldığında çiftin çok iyi bir  film izleyicisi olduğu hemen anlaşılıyor. DVD'lerin yanı sıra CD'ler de azımsanmayacak sayıda. Gömme dolaplar hem yer açısından tasarruf sağlıyor, hem de şık bir görünüm oluşturuyor. Salona genel olarak sarı renk hakim. Diğer odalarda bej tonları, şampanya ve kreme uzanan bir renk skalası söz konusu. Çok modern dekorasyon anlayışlarına sıcak bakmayan Aylin, yaşanmışlığın ve ruhun dekorasyonuna yansımadığından yana. Sanatçının anlata anlata bitiremediği, uzun mangal keyifleri yaptığı çatı katı, yeme ve içmenin aile için önemini de yansıtıyor.
|
