| |
|
|
Özal'ın Çankaya denklemi
BİRİNCİ PERDE Kenan Evren'in Cumhurbaşkanı, Turgut Özal'ın da Başbakan olduğu yıllar... Bir gün "abi-kardeş" konuşuyorlar. Turgut Özal: - Korkut... Devletin iyi işlemesi için Çankaya'da mutlaka bir sivil oturmalı... Ayrıca bu sivil, siyasetten gelmeli... Halkın içinden... Çankaya'ya, paraşütle inmemeli. Korkut Özal: - Abi sen kendini mi tarif ediyorsun? Turgut Özal: - Şimdi bunu nereden çıkarıyorsun?.. Gündemde Cumhurbaşkanlığı seçimi yok ki Korkut Özal: - Evet... Bugün için yok... Ama yaptığın tarif sana uyuyor da.
İKİNCİ PERDE 1989 yerel seçimlerinin 3 ay öncesi. "Abi-kardeş" yine buluşuyorlar. Turgut bey: - Korkut bu seçimde oyları silip süpüreceğiz. Korkut bey: - Hayır abi... Perişan olacaksın. Turgut bey: - Korkut ne diyorsun?.. Sen kimden yanasın? Korkut bey: - Senden yanayım... Ve sana doğruyu söylüyorum... Abi, sürekli hata yapıyorsun... Seçimde duman olacaksın. Turgut Özal sinirleniyor. Sohbet kesiliyor.
ÜÇÜNCÜ PERDE Bir süre sonra "abi-kardeş" yarım kalan sohbeti sürdürüyorlar. Turgut Özal: - Korkut, benimle neden öyle konuştun?.. Yanlışım ne? - Bir değil, birkaç yanlış abi. - Say bakalım. - Kızmayacaksın ama. - Kızmam kızmam... Söyle. - Abi belki acı konuşacağım ama... 1. Aile düzeninin dıştan görünüşü... Sana oy kaybettirecek. 2. Devlet adamlığını bıraktın, siyasi kavgalara girdin. 3. Abi siyasi cambazlıkla kimse, bir yere varamaz... Doğruları yap... Kaybetsen bile doğru yolda kaybetmiş olursun.
DÖRDÜNCÜ PERDE Korkut Özal: - ANAP, 1989 yerel seçimlerinde yenilgiye uğradı... Benim dediğim çıktı... Abim bunu beklemiyordu... Şaşırdı... Düşündü, kaşındı ve çıkış yolu aradı. "Çıkış yolu" Çankaya'ya çıkmak.
|