Aşk, cehennemde yanmaktır
Akşamın kara karanlığı, kara bedeni ile dolaşırdı sokaklarda ve sokak aralarında. Baba, işten dönmüştür; anne, sofrayı hazırlamıştır. Radyo, ajans haberlerini vermektedir. Birazdan dinleyici istekleri başlayacaktır. Genç kız, salonun tül perdelerini çeker odanın aydınlığı ile sokağın kara karanlığı arasına. Yüzünün ay aydınlık gölgesi düşer kaldırımların kara karanlık kuyusuna.... Elektrik direğinin dibinde beklersin, o yüzün aydınlığı ile aydınlansın diye sevgin, sevdan, hüznün, acıların ve sevinçlerin... Yaşamının bir "özel alanı"dır kara karanlık pencereye vuran o yüzün aydınlığı... Sevdalandığın, ayrılık acılarına katlandığın, göz göze gelişte sevinçlerle kanatlandığın o genç kızın yüzüdür bütün yaşadığın ve yaşayacağın... Ertesi gün, bir başkasının elinde görürsün ellerini, gözlerini bir başkasının gözlerine... Bir gün öncesinin akşamında sevdasına ruhunu adadığın genç kız, bir gün sonrasının gündüzünde bir başkasıyla aşkın denizine yelken açmış, sevdanın ufkuna kanat vurmuştur bile... Sevda ve hüzün, aşk ve ayrılık üzre bir şarkı tutarsın dinleyici isteklerinden... Gabriel Garcia Marquez, Can Yayınları arasında İnci Kut'un enfes Türkçesiyle çıkan "Benim Güzel Orospularım" romanında yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden sevişmemiş yaşlı bir gazetecinin öyküsünü anlatır. Roman kahramanının, çünkü adı yok romanda, yıllar boyu sürdürdüğü tek ilişki, vefalı hizmetçisi Damiana ile olmuştur. Damiana çocuk denecek yaşta, yerli suratlı, kaba saba bir kızdır. Gazeteci, yazı yazarken rahatsız etmemek için yalınayak dolaşır. Bir gün, karşı konulmaz bir şehvetle kıza saldırır. "Onu aşağılamaktan kendisini de aşağılanmış olarak" para teklif eder, cinsel ilişki için. Kız, kabul etmez; ama her ilişki sonunda kızın maaşına zam yaparak şehvetinin bedelini ödeyecektir. Yaşlı gazeteci 90. yaş gününde, ömrüne bir armağan olarak el değmemiş bir kızla birlikte olmak ister ve eskiden tanıdığı bir genelev patronu aracılığıyla Delgadine ile tanışır. Ama bu tanışmada, asla birbirlerini görmezler. Kız bütün gece "meleklerle çevrili" yatağında uyur, yaşlı gazeteci ise yalnızca olağanüstü güzelliğini seyreder. Ve bir gün Delgadine ortadan kaybolur. Yaşlı gazeteci, günler sonra onu bulduğunda çılgına dönecektir. Çünkü Delgadine, başkalarıyla ilişkiye girdiği için "kamu"nun malı olmuştur artık. "Benim Güzel Orospularım"ı bitirince gençlik günlerimi bir daha yaşadım. Her akşam, akşamın kara karanlığında bir elektrik direğinin dibinde bekleyen gençliğin neredeydi, gençliğimin o "özel alanı"? Sevdalandığım, aşk ve ayrılık acılarına katlandığım, göz göze gelişte sevinçlerle kanatlandığım o genç kızın yüzü, onun "kamusal alanı" nerede? Aşk, cehennemde yanmaktır çünkü; cehennem ise ne "özel", ne "kamusal" alandır.
BABALAR GÜNÜ Bugün bir "Babalar Günü" daha... Gönülleri hala yalnız oğullarının değil, kızları da dahil, "çocuk"larının aşık olduğu yaşta olan babaların günü kutlu olsun. Bunun içindir ki ben bugün, babamın eli niyetine oğlumun alnına bir öpücük konduracağım. Tabii annesini unutmadan... Oğlum, aynı heyecanın tazeliğiyle babamın yaşındaki yanaklarımdan öpecek. "Baba" ile "oğul" da bir öpücükten başka nedir ki zaten?
***
* Türkiye'nin ilk şarapla yaşam markası "Vinhill's", 13 haziranda Nişantaşı'nda açıldı. * Tamer Serbay'ın Almanya Elbeforum Brunsbüttel kent galerisindeki "Positions-Directions" etkinliğinde Timurtaş Onan ile Ayşe T. Kahraman'ın enstalasyonları yer alıyor. * ÇEKÜL'ün UNESCO'nun desteğiyle yürüttüğü "Kentler Çocuklarındır" projesi kapsamında 105 "Kültür Elçisi" 13-17 haziranda İstanbul'da buluştu..
|