Tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yemek..
Sabah, öğle, akşam tıksırıncaya kadar yiyeceksin .. Hani Tevfik Fikret'in dediği gibi yiyeceksin .. "Yiyin efendiler yiyin.. Bu hanı iştiha sizin.. Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!" Diyeceksiniz ki şimdi, ne alaka Tevfik Fikret ?.. Efendim üzerinize afiyet önceki gün, bu bizim SABAH toplantılarına icabet etmek üzere, uçağa bindim Antalya'ya indim .. Yanımda Savaş Ay kardeşimle, futbolda Anadolu ihtilalini başlatarak havuzda su bırakmayıp kurutan ve tarihe ikinci Ho Şi Min vakası olarak geçen sevgili kardeşim Yavuz Semerci var.. Üçümüz yan yana oturuyoruz.. Bu Savaş kardeşime Allah sizin inandırsın bir şeyler olmuş.. Artık sürmenaj mı geçiriyor bilmem.. Biz beraber seyahat ettik, Antalya'ya indik.. Turizm toplantılarına katıldık.. Akşam oturduk sohbet ediyoruz.. "Sen bugün ne yaptın?" diye sordum Savaş'a.. Hani sorduğum öğleden sonra ne yaptığı? Başladı anlatmaya.. "Bizim uçak biraz rötar yaptı Reha" dedi, "35 dakika geç kalktı.. Onun için geç gelebildim.." Savaş'ın yüzüne baktım dalga mı geçiyor diye.. Hayır çocuk, ciddi ciddi anlatıyor.. Önüne baktım, çok mu içti bu çocuk diye.. Yoo, zavallıcık çay içiyor habire .. "Savaşcığım" dedim, "Boşuna anlatma, beraberdik uçakta.. Yan yana geldik unuttun mu ?.." Döndü baktı.. "Haa sahi" dedi, "Beraberdik değil mi?.." Bu Savaş'ın durumu bana hiç iç açıcı gelmedi.. Sevgili Turgay Ciner'le sevgili Ergun Babahan'a duyurulur.. Çocuk gece gündüz 24 saat haber peşinde koşmaktan, ya tamamen sürmenaj durumlarında.. Ya da artık tamamen sanal bir aleme sıçradı ..
Neyse efendim.. Sadece yazın tam tamına 8 milyon turistin geldiği Antalya'da turizm patlamasını ve sorunlarını dinliyoruz.. Kaldığımız otel de bizim patron Turgay Ciner'in Lares Park tatil köyü.. Bu otelde tam 1500 turist var.. Ruslar, Almanlar, 7 düvelden bilumum insan günde 24 saat ne isterlerse, canları ne çekiyorsa yiyorlar .. Yemekle kalmıyorlar, içiyorlar .. Günlüğü 50-55 Euro'ya .. Çin yemeğinden Meksika yemeğine, Akdeniz mutfağından, Rus votkasına, İskoç viskisinden, döner kebaba ne ararsan var.. Aslında bütün tatil köyleri böyle bu Antalya yöresinde .. Rus, Alman ve 7 düvelden bilumum turistin durumu yemin billah ediyorum aynen Tevfik Fikret'in "Hanı Yağma" isimli şiirinde anlattığı gibi.. Sakın çekinmeyin.. Yiyin hapır hapır.. Doyuncaya tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin.. Efendiler pek açsınız .. Bu çehrenizden bellidir .. Yiyin, yiyemezseniz, bugün yarın kalır mı kim bilir ?.. Yiyin efendiler yiyin .. Bu hanı zisafa sizin.. Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak ! Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak !.. Bugün ki mideler kavi .. Bugün ki, çorbalar sıcak .. Tıkıştırın tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak .. Yiyin efendiler yiyin.. Bu hanı pürneva sizin .. Bu kadar yemek, bu kadar içmek, bu kadar yatak, denizin dibinde, ayrıca masaj, sauna, hamam, hani Tevfik Fikret'in doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar dediği cinsten hayatın hediyesi günde 50-55 Euro .. Baktım bizim gazetenin gülleri pek mutlu pek mutlu.. Her yaz, patrondan torpilli buralara gelip, Tevfik Fikret'i pratiksel olarak anacaklar .. Akılları sıra öyle planlıyorlar.. Adam planlananları hissetti mi ne.. Atıverdi bombasını ortaya: " Düzgün bir alıcı bulursam satacağım .. Biz artık turizmi sadece turizm yapanlara bırakalım.. Medyadaki işlerimiz çok.." Patron bunu söyledi.. Medya gülleri çöktü kaldı üzerinize afiyet.. Anlaşılan pratikte de anılamayacak artık Tevfik Fikret!..
|