| |
Yarım elma, gönül almama
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bazı çevrelerin "cesur", bazılarının ise "cüretkâr" diye niteledikleri iki adımdan sadece birini atmayı göze alabildi. ÖSS'de soruların içeriğini değiştirmeyi kabul etti. Ancak katsayı eşitsizliğine dokunmadı. Buna göre, ÖSS'de gelecek yıldan itibaren lise 1'in yanı sıra lise 2 ve 3'ün müfredatından da "alan" soruları hazırlanacak. Böylece imam-hatipler dahil ya da başta olmak üzere meslek liseleri mezunlarına daha çok soru yanıtlamaları ve daha yüksek puan almaları imkanı sağlanacak. Ancak mezun olduğu alanın devamını tercih edenlere uygulanan 0.8 katsayının 0.6'ya indirilmesi beklentisi gerçekleşmedi. Özellikle devlet üniversiteleri rektörlerinden gelen tepkilerin etkisiyle olsa gerek.
Pansuman değil ameliyat Aslında bu tür yarım önlemlerle ne eşitlik ve adalet sağlanabilir, ne de Türk eğitim sisteminin neredeyse içinden çıkılmaz hale gelmiş sorunlarına çözüm bulunabilir. Amaç, meslek lisesi mezunlarının mağduriyetlerinin giderilmesiyse, formül belli: Kendi alanlarıyla ilgili fakültelere girişte eşit katsayı uygulanması. Böylece meslek lisesinde örneğin motor bölümünde okumuş öğrenciye motor mühendisliği, elektrik bölümü mezununa elektrik mühendisliği yolu açılmış olur. Ayrıca kendi alanlarındaki yüksek öğrenim programlarının artırılması da bu yönelimi destekleyecek ikinci faktör olarak düşünülebilir. Ancak amaç meslek liselerini, dahası Türkiye'nin yarınını kurtarmaksa çok daha köklü kararlara ihtiyaç var: * İnsan kaynakları ve toplumsal ihtiyaçlar kriterlerinden yola çıkarak orta öğrenimin uzun vadeli planlamasını yapmak. * Meslek liselerini masaya yatırmak: Bu okulların toplumun uzun vadeli ihtiyaçlarına göre kapasitelerini belirlemek, fazlalarını kapatmak. * Ayrıca Türk Eğitim Derneği'nin kapsamlı bir araştırmasında savunduğu gibi, endüstriyel ve mesleki eğitim ile din eğitimini birbirinden ayırmak. Şöyle deniyor araştırmada: "Endüstriyel ve teknik mesleki eğitimin önü açılmalı. Din eğitiminde de durum doğru irdelenmeli. Bugün imamhatip lisesine devam eden öğrencilerin sadece yüzde 12'si din görevlisi olmak istiyor. Yani imam-hatip lisesi öğrencilerinin yüzde 88'inin meslekle bağlantılı bir talebi yok. Bu noktada ülkemizin din görevlisi ihtiyacı belirlenip, imamhatip liseleri için talep doğru düzeyde yaratılmalı. Ama konunun bir yönü daha var: Söz konusu yüzde 88'lik kesimin hedefi din bilgilerinin öğrenilmesiyse, bunun önemli bir ihtiyaç olduğu dikkate alınmalı. Bu ihtiyaç da devletin yasal bir çerçevede din eğitimini yeniden ele alıp, yüzde 88'lik kesimin talebinin yanlış alanlar ve kurumlara yönelmesini önlemesini zorunlu kılıyor."
Meslek liseleri ölüyor Kısacası YÖK'ün dün aldığı karar türünden "pansuman" önlemlerle ne imam-hatip liseleri sorununa çözüm bulunabilir, ne dinini derinlemesine öğrenmek ama başka alanlarda okuyup meslek sahibi olmak isteyen gençlerin beklentilerine yanıt verilebilir, ne de endüstriyel ve teknik meslek liselerindeki öğrenim kalitesindeki dehşet verici çöküşün önüne geçilebilir. Oysa gözbebeğimiz gibi korumamız gereken okullar onlar. Küreselleşen dünyada ara eleman yetiştiremeyen ülkenin teknolojide rekabet şansı olabilir mi? İktidarı, muhalefeti, sivil toplumu, akademik kuruluşları, iş dünyası el ele verip meslek liseleri için seferberlik ilan etmeli. Yoksa Türkiye'nin yarını kararacak ...
|