Eksik harfler!
Şimdi okuyacağınız satırlar, her birimiz için "roman" sayılacak kendi hayatlarımızın içindeki tuhaf rastlantılara dair hoş bir hikayedir. O romanın baş kahramanı sizsinizdir ve sizin kendi romanınızın dehlizleri, başkalarının kahramanı olduğu romanların dehlizlerinin içinden "saydam görüntüler" gibi üstüste binerek geçip gider bazen. Ama bunu yaşarken farketmezsiniz.
Aslında gerçeği hiç bir zaman öğrenemeyecektim. Ersin Salman'ın yaşam öyküsünü anlatan "Reklamın Sokak Çocuğu" kitabının 97. sayfasını okuyuncaya kadar! O sayfada anlatılan odur ki; 13 Ekim 1971 tarihinde o yılların en büyük reklam ajansı Manajans'ın önde gelen isimlerinden Ege Ernart, bir mektup alır. Mektup bir iş başvurusudur. Şöyle: "Sayın Bay, Ankara, 13.10.1971 Bir süre önce Milliyet Gazetesinde yayınlanan duyurunuzda yeni elemanlar aradığınızdan söz ediyordunuz. 1965 yılından bu yana TRT Ankara Radyosu'nda 'Metin Yazarı-Prodüktör' olarak çalışmaktayız." Vs, vs... Ege Ernart başvuranlarla ilgilenir. Yazdığı cevap mektubunda daha ayrıntılı bilgi ister. Onlar yeniden kendilerini anlatan bir mektup yazarlar. Bu mektup teatilerinden sonra, ikili, İstanbul'a görüşmeye çağrılır. Mektubun altındaki iki imzadan Serpil Akıllığoğlu TRT'den ayrılmayı göze alamadığı için İstanbul'a gitmekten son anda vazgeçer, ama Ersin Salman, İstanbul'daki görüşmelerden sonra 'ajanstan ve reklam dünyasından içeri adımını atar. Aranan "eleman" uzun mektup teatileri ve görüşmeler sonunda bulunmuştur.
O tarihlerde bu "iş ilân" ına başvuranlar yalnız onlar değildir elbette: Bakırköy Osmaniye sokakta oturan 22 yaşındaki "işsiz genç" te babasının emektar ve bazı harfleri basmayan Remington daktilosuyla ajansa bir mektup yazarak "metin yazarlığı" işine talip olduğunu söyler. Fakat, iyi bir "metin yazarı" olabileceğine dair "özgeçmiş" yazmakta zorlanır. Sonuçta eski bir bahriye zabitidir. "İçeri" den yeni çıkmıştır. Şiddetle işe ihtiyacı vardır. Lakin, yıllarca denizlerde dalgalarla boğuşmayı öğrendiği için "kara" da ne iş yapabileceğini bilmemektedir. Tam anlamıyla "sudan çıkmış balık" gibidir yani. Metin yazarlığına "iş tecrübesi" olarak göstermek için; "Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan bildirileri ben kaleme almıştım!" dese de olmaz. Yaza yaza "Benden çok iyi metin yazarı olur!" minvalinde bir şeyler söyler. Ne desin! Cevap gecikmez. (Arşiv tutmaya meraklı olduğu için gelen cevap mektubunu 34 yıl sonra özel dosyasından çıkarıp yeniden okur ve fotokopisini bugün, bu köşenin ortasına koyar.) Şöyle: "Sayın Ali Kırca, Sizin çalışmayı istediğiniz alanda başka arkadaşlarla anlaşmış bulunuyoruz. Durumu bilgilerinize sunar, hayat boyu başarılar dileriz. Saygılarımızla.. Manajans A.Ş." Buraya kadar tamam... Ancak... Mektubun üst köşesindeki tarih 15 Ekim 1971'dir. Yani... "Reklamın Sokak Çocuğu" kitabıyla, tam 34 yıl sonra anlaşılır ki, bu "gerekçe" doğru değildir. O tarihte henüz kimseyle anlaşmamışlardır. Sadece... Remington daktilodaki eksik harfler "meram" ını anlatmaya mani olmuştur belki de!. Kimbilir!
Ersin Salman o günden sonra reklam dünyasına damgasını vurdu, sonradan "bu metnin yazarı" nın çok iyi dostu ve şimdilerde mahalle arkadaşı oldu. Hayata 'eksik basan hafler' bizi de 'televizyonun sokak çocuğu' yaptı. Farketmiyor! Sonuçta, şimdi, ikimiz de, aynı 'sokak' tan ve 'dehliz' den açılıyoruz işte 'sırlar' denizine!..
|