|
|
Pota kurtuldu
Nihayet, komplekssiz bir girişimci, Türk basketbolüne girdi. Nihayet, komplekssiz şirketin girişiyle 3 büyükler basketbolde kalabilecekler. Söz ettiğim grup Ülker grubu. Kimse farkında değil. Beşiktaş'la 3 yıllığına yaptıkları, Galatasaray ve Fenerbahçe ile de yapacakları anlaşma, 3 büyükleri basketbolde yıllar sonra yeniden var edecek. Neden mi?.. Şimdi bakın. Beşiktaş'a, Galatasaray'a, Fenerbahçe'ye ilk seçilen yönetim kurullarında, mutlaka bir hesap kitaptan fazlaca anlayan işadamı çıkar ve dahiyane bir fikir ortaya atar: - "Beyler, bütün gelirimiz futboldanAmatör şubeler müthiş para yiyorlarşubeleri teker teker kapatalım. Futbolu gelirleri ve giderleri ile bir bütün yapıp Avrupa ve dünya çapında bir takım yaratalım. " Bu dahiyane(!) fikir karşısında o toplantıda bulunan geçmiş yönetimlerde görev yapmış tecrübeli yönetici veya başkan müstehzi biçimde gülümser. Konuşmanın bitiminde dahiyane fikri ortaya atan yöneticiye, tatlı dille derler ki, "Üstat hesap olarak doğru söylüyorsun. Ama bu iş sadece matematik hesabı değil... Amatör şubeleri teker teker kapatan yönetimi, Türkiye'de yönetim olarak ayakta tutmazlar. Bir sürü etik tartışma açılır. Siz spor kulübü değil misiniz denir. Nasıl böyle bir karar alırsınız diye buyrulur. Türk sporunu mahvettiğiniz yazılır çizilir. Kısaca sizi tez elden asarlar. Onun için sizin gibi değerli fikirlere sahip bir ya da iki arkadaş her ilk yönetim kurulu toplantısında ortaya çıkar. Ama sonra, Türkiye'nin gerçeklerini görür, bu dahiyane fikirlerinden vazgeçerler" Bu anlattığım 3 büyük kulüpte olduğu gibi Beşiktaş'ın geçen Haziran'daki yeni yönetiminin ilk toplantısında da oldu tabii. Arkadaşın ismini vermeyeyim, ama yukarıdaki uygun dille, bu işlerin böyle olmayacağı anlatılıverdi Şimdi bunları niye anlatıyorum? Bu işler böyle olmuyor ama, şu andaki haliyle de olmuyor. Avrupa'da birçok kulüp; sadece futbol kulübü. Futboldan elde ettiği gelirler Basketbolu, Voleybolu, Atletizmi, Güreşi, Boksu, sübvanse etmiyor. İşte bunun için Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe basketbolde, sponsor arıyorlar. Ama sponsorlar bir önemli şartla geliyorlar. " Evet sponsor olurum " diyor gelen şirket, "Ama bir şartla. Önce benim ismimi kullanacaksın, arkasından kendi ismini kullanacaksın. " Yani. Yanisi şu. Atıyorum markanın adı Efes Pilsen'se. Takımın adı, Efes Pilsen Beşiktaş. Ya da Tuborg Galatasaray , ya da Eczacıbaşı Fenerbahçe olacak. Bu teklifi, 3 büyük kulübün yönetimlerinin kolay kolay kabul etmesine imkan yok. Niye yok? Bir kere, dernek tüzükleri buna müsait değil. Hadi onu geçtik Koskoca yüzer yıllık kulüplerin isimleri , ticari bir firmanın arkasında yok olup gidecek. Seyirci maça gelecek ne diye bağıralacak? Ya ya şaşa şaşa Eczacıbaşı Fenerbahçe, Tuborg Galatasaray, Efes Pilsen Beşiktaş çok yaşa diye mi bağıracak? Olacak iş değil. Olmayacak iş olduğundan, 3 büyüklerin yönetimleri, basketbolda sponsor firma alamıyorlardı. Yaklaşık +1.5 trilyon liralık bütçeyi kuzu kuzu futbol gelirlerinden ödüyorlardı. Nasıl?.. Tabii borçlanarak. İşte Ülker'in Türk basketboluna yaptığı katkının büyüklüğü burada. Ülker yöneticileri, Türk basketbolu ayağa kaldırmaya karar verirken, küçük komplekslere ve hesaplara girmediler. Önce benim ismim, ondan sonra sizin yüz yıllık isminiz demediler. Beşiktaş Cola Turca yazılışını kabul ettiler. Üstelik her yıl için 1'er milyon dolarlık sponsorluk anlaşmasıyla. Rakamları biliyorum söyleyeyim. Ülker'in 3 büyükler için basketbolda önerdiği bu rakamlarla basketbol şubeleri idare edilir. Futboldan dilenmezler. Diğer şubeler mi?.. Eski tas eski hamam. Dahi fikirleri bekliyorlar.
|