| |
Fermuarı açık kırmızı ceketli adam
Hiçbir zaman idolüm olmadı ama görsem ayağa kalkar ceketi iliklerim. Dünyada bu adama para kaptırmamış bir iki isimden biri olmamak için en son çıkardığı mega toplama albümü de aldım hatta. Ben kötü gün dostuyum... Ve pazartesi günü hakkında yapılan suçlamalardan yırttığını öğrenince de, sevindirik oldum. Michael Jackson... Yoksul, siyahi bir erkek çocuğu olarak doğdu, zengin beyaz bir kadın olarak ölecek... Gerçi paraları bahçesine yaptırdığı tahterevalliye, atlı karıncaya yatırıp ezdi ama gene sallasan çorbayı kaynatacak kadar dökülür. Eğer çocukluğunuz 1970-1995 arasında geçtiyse Michael Jackson hayatınıza girmiş demektir. Herhangi bir şarkısını dinleyin, sizi nerelere götürdüğünü göreceksiniz. Ben kendisine ilk başlarda kıldım. Megastar olması benim ergenlik dönemime rastlar ki, eğer ergenseniz ve pis rock dinliyorsanız Jackson ve temsil ettikleri utanç verici olarak mütalaa edilir. Ama bütün zamanların en büyük rock gitar ustalarından Eddie Van Halen'i askeri yapıp "Beat It" şarkısına o unutulmaz soloyu çaldırdığında fermuarı açık, kırmızı deri ceketli adamın özel biri olduğunu çaktırmamakla birlikte kabul etmek zorunda kalmıştım. Gene aynı dönemdi ve bizim mahalleye devrimden tüyen İranlı bir aile taşınmıştı. Benim yaşlarımda bir erkek çocukları vardı ve çocuğun Michael Jackson tişörtü ilk dikkatimi çeken esvabı olmuştu. O tişörtü İran'da nasıl giyebildiğini sormuştum, o da bir sorun olmadığını tüm arkadaşlarının giydiğini anlatmıştı. Devrimin en sert olduğu yıllar ve Michael Jackson tişörtlü İranlı fanatikleri... Aya ilk adım atan ve yürüyen Neil Armstrong'dan "ayyürüyüşü" dansını apartıp kendi markası yapan bu adamın büyük biri olduğunu da gene çaktırmamakla birlikte kabul etmek zorunda kalmıştım. Armstrong, benim için küçük senin için büyük diye adım saysın... Bir rocksever olarak ne kadar direnmiş olsam da hayatıma sürekli girip çıkmış bir figür Michael Jackson. Hiç ilgilenmemiş olsanız bile, sizin dünyanıza hiç hitap etmemiş olsa bile emin olun size de uğramıştır mutlaka. Dahiler acı çeker, dahiler anlaşılmaz ve yavaş yavaş kendilerini yok ederler. Pop'un kralı hapse girmekten kurtuldu ama acı çekmeye, anlaşılmamaya ve kendini yok etmeye devam edecek; dehanın doğası gereği. Sıradan biri olsaydı ne olurdu peki? Yani yoksul siyahi bir çocuk olarak doğup gene yoksul siyahi bir adam olarak yaşamına devam etseydi. Yani kendini çocuk sanmadan, dans etmeden, bütün zamanların en çok satan -50 milyon- Thriller albümünü yapmadan, estetik yaptırmadan... Gavur yapmış! Sinema endüstrisinin de kullandığı bir teknikle sıradan Michael Jackson'un nasıl yaşlanacağına bi' bakmışlar. Muhtemelen Harlem'de bir yerde araba yıkıyor olurdu. Ve hayat da gerçekten çok daha sıkıcı geçerdi.
|