Virüs bünyeye girince...
Sağ elinin işaret parmağı ve baş parmağını birleştirip, boşluğa bir nokta koydu ve ekledi: " AK Parti' nin gündeminde Cumhurbaşkanlığı seçimi yoktur... " Zaten söze de, ABD gezisi hakkında bilgi vereceğini vurgulayıp başlamıştı. Ancak, böyle olmadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TürkABD ilişkileri ve gezisi hakkında bilgi vereceğini söylemesine karşın, partisinin Meclis Grup toplantısında 50 dakika kadar süren konuşmasının 45 dakikasını " siyasi polemik " ve " gündem kapkaççılığı " olarak nitelediği konuya ayırdı. Hem de iki kez ciddi anlamda ses kısıklığı yaşamasına rağmen. İsim vermese de hedefinde iki kişi vardı; CHP lideri Deniz Baykal ve 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ... Onların, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Çankaya'ya eşi türbanlı olan birinin çıkıp çıkmayacağına ilişkin sözlerine yanıt verdi. Zaten Demirel'in sözleri AKP'de başlangıçta memnuniyet yaratmış olsa da sonradan, " Aman önlem alın, eşi türbanlı olan birini Çankaya'ya çıkarmayın " şeklinde yorumlanmaya başlandığı için tepki toplamaya başlamıştı. Erdoğan da daha önce birkaç kez görüşlerini açıkladığı bu konuyu iki cümle ile geçiştirmek yerine, partisinin grubunda uzun uzadıya üzerinde durmayı tercih etti. Dikkatimizi çeken Erdoğan'ın bu sözleri " kendiliğinden-doğaçlama " olarak söylememesiydi. Önündeki kağıt ve iki cama yansıtılan (autoq), önceden hazırlanmış metin üzerinden konuşuyordu.Belli ki, kendisi veya " söylem metni yazarı " bu konuda uzun uzadıya konuşma kararını önceden belirlemişti.
Haydi içeri... Erdoğan konuşmasını tamamladığında milletvekili ve izleyicilerden oldukça yüksek alkış topladı. Ancak, grup toplantısı izleyicilere ve basına kapatıldıktan sonra milletvekilleri de soluğu kuliste aldı. Kuliste gündem farklıydı. Pamuk fiyatlarından, çiftçiye mazot desteğine, Rusya'nın yaş sebze meyve alımı konusundaki engelin kalkmasına, küçük esnafın durumunun iyi olmadığına kadar başka konularla ilgiliydi. Özetle onların derdi seçmendi. Kuliste bunlar yaşanırken ilginç bir gelişme oldu. Grup yönetiminden bazı milletvekilleri kuliste arkadaşlarına şöyle sesleniyordu: " Arkadaşlar grupta sıralar boşaldı. İçerde kimse kalmadı. Başbakan sıraların neden boş olduğunu soruyor. Haydi içeri girin... " Bu çağrının etkisi olmadı. Hem de Grup toplantısının kapalı bölümünde Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan'ın arkadaşlarının Meclis'e devam etmemesine dönük eleştirilerine, " Topluma karşı ayıp oluyor " sözlerine rağmen.
Üç söz söylenince Meclis'te dün konuştuğumuz AKP milletvekillerinin yakınmalarından yola çıkarsak şunları söylemek olası: * Başbakan'ın, ABD yolunda " Amerikan karşıtlığını CHP yapıyor " sözü hoş karşılanmamış. * "CHP ile kayıkçı kavgası yapıyoruz " zannedilirken, işin " kürek kavgasına dönüştüğünün " farkına varılmış. * Genel Başkan Vekili Dengir Mir Fırat'ın, " Seçim istiyorsa CHP sinei millete dönsün " açıklaması, " Bu da seçim demek değil mi? " tepkisine yol açmış. * Başbakan'ın seçim ve Cumhurbaşkanlığı konusunda sürekli demeç vermesi, " Tepki gösterdiğimizin peşine neden takılıyoruz " eleştirisine neden olmuş. * Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül dün, " Bu Türkiye'deki ayıbın teşhir edilmesidir, bu ayıbı eninde sonunda kaldıracağız " dese de Erzurum'da mezuniyet gününde öğrencilerin türbanlı velilerinin üniversiteye girmesine izin verilmemesine, hükümet ve partiden aynı gün daha güçlü tepki gelmemesi rahatsızlık yaratmış. * Erdoğan, tartışmaya noktayı koymuş olsa da erken seçim milletvekillerinin birinci gündem maddesi haline gelmiş. * " Zam, af ve seçim " sözleri bir kez ağızdan çıktı mı, virüs gibi bünyeye yayıldığına ilişkin siyasi tespit, kendini bir kez daha ispatlamış. * AKP yönetimi antivirüs arayışına girmiş.
|