Türkiye'de iş yapmak

Türkiye'de girişimci olmanın zorluğu Atlasjet olayıyla bir kez daha ortaya çıktı.

Bir ülkenin kaderini üç sınıf değiştirir. Devrimciler, siyasiler ve girişimciler. Türkiye, tarihin en önemli devrimcilerinden birini yetiştirdiği için şanslı ülkeler arasında.
Mustafa Kemal Devrimleri Türkiye'ye yeni bir ufuk, yeri bir ivme kazandırarak ülkenin önünü açtı. Kadın haklarından laikliğe, hukuk devletinden demokrasiye kadar tüm temel kurumların temeli bu devrimlerle atıldı.
Siyaset açısından da şanslı sayılırız. Gerek Adnan Menderes, gerek Süleyman Demirel, gerek Turgut Özal iktidarları döneminde Türkiye'nin çehresini ve vizyonunu değiştiren icraatlara imza attılar. Elbette her siyasi gibi eksikleri, yanlışları vardı. Ancak üçünün de ortak bir noktası vardı. Türkiye'nin liberal demokratik bir toplum düzenine geçmesine hizmet etmek.
Girişimcilerimiz de ne kadar önemli olduklarını Koç'tan başlayıp Sabancı ile devam eden bir çizgide gösterdi. Özal reformları sonucu girişimcilerimizin sayısı ve niteliği daha da bir önem kazandı. Türkiye'nin bugün geldiği ekonomik büyüklükte ismini bildiğimiz veya bilmediğimiz birçok girişimcinin inanılmaz katkısı oldu.
Ancak Türkiye'de girişimci olmanın zorluğu Atlasjet'in başına gelenlerle bir kez daha ortaya çıktı.
Girişimci kimliğiyle sadece iç ve dış rakiplerinizle mücadele etmenizin, dünyadaki gelişmeleri yakından izlemenin yeterli olmadığı net bir biçimde görüldü.
İç piyasayı serbest rekabete açarken rekabet kurallarını belirlemenin piyasanın en büyüğü bir devlet kurumuna bırakılmasının sakıncaları açıkça ortaya çıktı. Türk Hava Yolları'nın ana oyuncu olduğu piyasada, slot yetkisinin de bu kuruma verilmesinin milyonlarca doları riske ederek yatırım yapan girişimcileri nasıl zor duruma soktuğu, tüketicilerin seçim hakkını nasıl kısıtladığı gözler önüne serildi.
Türk Hava Yolları müktesep hakkını ileri sürerek Atlasjet'in belirli saatlerdeki uçuşlarını engelledi. Bu tıpkı New YorkWashington arasında ağırlıklı sefer yapan American Airlines'ın rakiplerini engellemesi gibi bir durum oldu.
Rekabeti fiyat, kalite veya güvenlikte yapmak yerine "bürokratik düzenlemeyle" yapmanın sakıncası net bir şekilde görüldü.
Neyse ki, Ulaştırma Bakanlığı anında olaya el koydu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, rekabetin önünü tıkayan, uçak şirketlerinin istedikleri saatte istedikleri merkeze uçmasının önüne duvar diken bu uygulamanın kaldırılacağını açıkladı.
Yani bundan böyle uçakların kalkış saatlerini düzenleyen slot uygulaması THY'nın bünyesinde değil, Sivil Havacılık bünyesinde yapılacak.
Böylece Bakan Yıldırım, sivil havacılığın devlet tekelinde olduğu bir dönemde başlatılan, ancak piyasanın serbest rekabete açılması sonucu haksızlıklara yol açan bir uygulamanın kaldırılacağını belirtti.
Bu, Türkiye'deki bürokratik çarpıklıkların girişimcilerin önüne koyduğu engellerden sadece biriydi. SABAH'ın konuyu manşete taşımasıyla bir haksızlık gündeme geldi ve sorun çözüldü.
İlk gün söz vermiştik. "Kurumların haklı mücadelesinde yanında olacağız" diye. Atlasjet olayı bunun bir göstergesi oldu. Bütün sektörlerin haklı davalarında yanında olmayı sürdüreceğimizi bu vesileyle bir kez daha tekrarlıyorum.
Ankara-İstanbul uçuşlarında herkese istediği havayoluyla uçma fırsatı verenlere de teşekkür ediyorum.