| |
Doğan görünümlü "Şahin"lerimiz
Bizim köşe, bir karar kürsüsü değil. Ben bir düşünce söylerim, siz katılmazsınız, sizin katıldığınız anda da ben düşüncemi değiştiriveririm. Bazen uyuşuruz, bazen uyuşamayız. Hele hele olayları "anlama güçlüğü" kronik bir sendrom haline gelmişse, aynı fikirde iki kişiyi bulmak olanaksızlaşır. Bu durumda en akılca taktik, "Benim fikrim senin fikrini döver" zihniyetinden uzak durmaktır. Cumhurbaşkanı Sezer, RTÜK üyelerinin meclis tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliğini veto etti. Bendeniz daha RTÜK'ün ne iş yaptığını çözemediğimden, konuya tersinden girip, neyi anlayamadığımı anlatayım: Bizim rejimimiz, uzun yıllar ful otomatik çamaşır makinesi gibi, ful siyasi olarak temayüz etti. Bütün resmi organlar, kurum ve kurullar, siyasi organlar olarak öne çıktılar. Sonradan, AB sistematiğine uyum sağlansın diye, "özerk kurullar" ihdas edilmeye başlandı. Maksat, bu kurulların bağımsız olup, siyasi baskılardan etkilenmeden işlerini yürütmeleri idi... Bu meyanda, Türkiye'de yepyeni bir icat baş gösterdi. Bir sürü, özerk görünümlü, özerk olmayan kurul ortaya çıktı. Doğan görünümlü Şahin misali... Bir toplumun yönetilmesine taalluk eden her türlü karar ve icraat ruhunda zaten politiktir. Buna bir de bizdeki Osmanlı mirasını ekleyin, ki herhangi özerk bir kurul, kendini, kendiliğinden Ankara'ya bağımlı hissediyorsa, işin içinden çıkın da görelim. Bu yüzden ben, "Burada siyaset yapılıyor hemşerim" kavgalarına hep gülmüşümdür. Türkiye'de siyaset yapılmayan, bir muhtarlık odası bile bulamazsınız. Sezer'in, RTÜK için önerilen değişikliği veto etmesinin bir iç mantığı yok değil. Çünkü, özerk kurullar için bir konsensüs vardı. Öte taraftan Meclis'in, RTÜK'ü bir anlamda kendine bağlamaya çalışması niye? Hayır, bu gayrette, ben, bir gericilik veya tahakküm kokusu almıyorum, daha çok şöyle düşünmekteyim ki, Meclis tamamen eski alışkanlıklardan ilham alarak, özerkliklere karşı tahammülsüzlük gösteriyor. İşte, zurnanın zırt dediği yere şimdi geldik. Çankaya, RTÜK ve benzeri kurulların üyelerinin Meclis tarafından belirlenmesini niçin istemiyor? Meclis, buradaki iradesini kötüye kullanacağı için mi? Millet Meclisi, "güvenilmez" bir merci olduğu için mi? Pekala, Meclis'e, yasa koyarlarken güveniyoruz da, RTÜK üyelerini tespit edecekleri vakit mi güvenmiyoruz? Hayır, bu bir güven meselesi değil. Bu bir prensip meselesi... Türkiye'nin kangreni, teknokratların rahat bırakılmamasıdır. Teknokratların üzerine herkes hücum ediyor. Sadece politikacılar değil... Gazete yazarları bile bu ülkede TMSF memurluğuna soyundular. Geçmiş iktidar döneminde BDDK ile TMSF, siyasetçiler sultası altındaydı. Daha düne kadar bir kısım gazeteci, bu kurumları kasti bir şekilde "mermi manyağı"na çevirdiler. Bağımsızlık mı dediniz? Al Özelleştirme İdaresi'ni, vur Toplu Konut İdaresi'ne... Türkiye'nin özerk kurumları, Doğan görünümlü Şahin'lerimizdir bizim...
|