Danıştay 13. Dairesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca Çukurova Elektrik A.Ş'nin (ÇEAŞ) mallarına el konulması, imtiyaz sözleşmesinin feshi ile Bakanlar Kurulu'nun görevlendirme kararının kaldırılmasına ilişkin işlemlerin iptal istemini reddetti.
Davacı ÇEAŞ'ın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın, ÇEAŞ'ın mal varlığına el konulması, imtiyaz sözleşmesinin feshi ile Bakanlar Kurulu'nun, ÇEAŞ'ın elektrik üretim ve dağıtımı ile görevlendirilmesi kararının kaldırılmasına ilişkin kararının iptali istemiyle açılan dava, esastan
sonuçlandı.
Danıştay 13. Dairesi, söz konusu bakanlık işlemleri ile Bakanlar Kurulu kararının iptal istemini oybirliği ile reddetti. Dairenin gerekçeli kararında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile şirket arasında yapılan protokol gereği, elektrik satış anlaşmasının bir an önce hazırlanarak imzalanması gerektiğinin taraflarca kararlaştırıldığı belirtildi.
''ÇEAŞ, YASAYI AÇIKÇA İHLAL ETMİŞTİR"
Sözleşmenin feshedildiği ve şirkete el konulduğu tarihe kadar, bu sözleşmenin imzalanmadığı ve bu nedenle de dağıtım tesislerinin, davacı şirkete fiili devrinin gerçekleşemediğinin anlaşıldığı belirtilen kararda, ''Görüldüğü gibi elektrik satış anlaşmasının imzalanamaması ve TEDAŞ'a ait dağıtım tesislerinin devredilememesi konusunda, davacı ÇEAŞ kusurlu davranarak, 3096 sayılı yasayı ve imtiyaz sözleşmesinin ilgili hükümlerini açıkça ihlal etmiştir'' denildi.
Sözleşmenin ihlaline neden olarak gösterilen ve kamulaştırılan taşınmazların, tapuya, Hazine adına değil de şirket adına tescil edildiği iddiasının da incelendiği gerekçeli kararda, kamulaştırılan taşınmazların şirket adına değil, Maliye hazinesi adına tescil edilmesi gerektiği konusunda, şirketin, bakanlık tarafından birçok kez uyarıldığının anlaşıldığı kaydedildi. Bu itibarla davacı ÇEAŞ'ın, kamulaştırılan taşınmazları, şirket adına tescil ettirerek, sözleşme hükmünü açıkça ihlal ettiği ve kusurlu davrandığı sonucuna ulaşıldığı vurgulandı.
''FAZLADAN ELDE ETTİĞİ GELİR''
ÇEAŞ'ın taahhüt ettiği yatırımları yapmadığından veya yapmakta geciktiğinden dolayı bakanlık tarafından defalarca uyarıldığının da anlatıldığı gerekçeli kararda şöyle devam edildi:
''ÇEAŞ'ın üretmiş olduğu elektriği, yıllar itibariyle değişmekle birlikte yüzde 96-yüzde 322 kar koyarak sattığı, dışardan alınan elektrik enerjisinden elde edilen karın ise yüzde 15-31 seviyelerinde olduğu, buna göre ÇEAŞ'ın enerji satışlarından, Ulusal Enerji Tarifesi'ni uygulaması yoluyla elde ettiği fiili gelirlerin yüzde 10 temettü varsayımı altında elde edeceği gelirlerin çok üzerinde olup, 1993-2003 Mart döneminde ÇEAŞ'ın Ulusal Enerji Tarifesi uygulaması sonucunda fazladan elde ettiği gelir tutarının 2003 Mart sonu itibariyle değeri 49 milyon 592 bin 470 ABD Doları olduğu anlaşılmıştır.''
ÇEAŞ'ın, 1998 ve 1999 yıllarında, İmarbank Of Shore L.T.D ve İmar Bankası T.A.Ş kullanmış olduğu sözleşmeli krediler yoluyla 1998 yılı için herhangi bir kaynak aktarımı olmadığı, ancak 1999 yılı için şirketçe grup bankalarına yaklaşık 6.4 trilyon TL üzerinden kaynak aktarıldığının saptandığı vurgulanan gerekçeli kararda, ''3098 sayılı Kanun uyarınca görevlendirilen şirketin kaynaklarının grup şirketlerinde kullandırılması sonucu, grubun finans şirketi haline dönüştüğü anlaşılmaktadır'' tespiti yapıldı.
Danıştay 13. Dairesi'nin gerekçeli kararında, yıllar içinde yatırımların düşük seviyelerde kalması sonucu, ÇEAŞ'ın görev sahasında elektrik üretiminde fazla bir artış olmadığı, şirketin sattığı elektriğin büyük bir bölümünün yine devletten aldığı elektrikle karşılandığı belirtilerek, şirketin sözleşmenin amacına aykırı şekilde davrandığının anlaşıldığı kaydedildi.
Davacı ÇEAŞ tarafından sözleşmenin feshine kadar iletim tesislerinin Türkiye Elektrik İletim A.Ş'ye devrinin de sağlanmadığı ifade edilen kararda, bu gerekçelerle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın işlemleri ile Bakanlar Kurulu'nun ÇEAŞ'ın görevlendirme kararının kaldırılmasına ilişkin kararında hukuka aykırılık bulunmadığı vurgulandı. Davacı ÇEAŞ, kararı temyiz ederse dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na gidecek.