| |
|
|
Kültürdeki ihtisaslaşma beni yormaya başladı..
Bu "Kültür"deki ihtisaslaşma beni yormaya başladı açıkçası. Eskiden herkes her şey konusunda bilgi sahibiydi. Aristo veya İbni Sina felsefeden de, tıptan da, kimyadan da anlarlarmış. Leonardo da Vinci, hem ressam, hem heykeltıraş, hem biyolog, hem havacılık uzmanı, hem de mühendisti. Bizim yaşadığımız çağda "İhtisaslaşma" hayatımıza girdi. Örneğin doktorların bazılarının "Jinekolog", bazılarının "Ürolog", bazılarının "Kardiyolog" olmalarına alışmıştık. Ama sonunda iş öylesine alt ihtisas dallarına ayrıldı ki.. Artık "Kulak-Boğaz-Buruncu" olmak yetmiyor. Herhalde "Sağ Kulakçı" veya "Sol Burun Delikçi" falan gibi uzmanlarla da karşılaşacağız giderek. "Kültür"de de aynı süreç hızlanarak yaşanmakta değil mi? "Klasik Kültür" yetmiyor artık. "Popüler Kültür"e sahip olmadan toplumsal ilişkiler kurmanız mümkün değil. Bir de "Maganda Kültürü" var ki, onsuz hiç olmuyor. Uzun yıllar önce, 1970'lerde bir okurumla sohbet ediyorduk. Emekli bir subaydı. Okuduğu gazetenin yaşamını nasıl etkilediğini şöyle anlatmıştı: - Subaylık dönemimde hep Cumhuriyet okudum. Emekli olunca diğer emekli subaylarla orduevinde oturunca bir baktım, onların konuştuğu hiçbir konudan haberim yok. Ben anayasayı, rejim krizlerini, siyasal sistemleri biliyorum. Onlar nasıl tatil yapılacağını, alışveriş yapmayı, yaşamayı, film yıldızlarını biliyorlar. Hemen Hürriyet ve Günaydın okumaya başladım. Şimdi ben de emekli arkadaşlarımla diyalog kurabiliyorum. Bugünlerde özellikle hanımların fazlaca bulunduğu topluluklarda konuşmalara katılmaya kalkıştığınız takdirde, televizyonlardaki çok izlenen dizileri izlemiyorsanız, söyleyecek pek sözünüz olamaz. Bu diziler "Ortak Kültür"ün temel öğeleri. Bu ortak kültüre herhalde "Popüler Kültür" demek gerekiyor. İşte bunun da alt ihtisas dalları var. Mesela Ertuğrul Özkök geçenlerde "Benimki kadar olmasa bile Hasan Cemal' in de şarap kültürü vardır" şeklinde yazmıştı. Michelin'in üç yıldızını almış bir Fransız lokantasına gittiğiniz zaman masada Ertuğrul Özkök'ün ve Bill Gates'in oturduğunu düşünün. Özkök, şarap listesindeki markalar arasından Bordeaux mı, yoksa Burgundy mi seçeceğine karar verdikten sonra, bir de bunların arasından marka seçimi yapmaya çalışacaktır. Bill Gates ise şarap listesindeki markalar yerine fiyatlarına bakıp, en pahalı olanını seçecektir. Bu durumda hangisinin "Şarap Kültürü" en iyi olanı bulmak konusunda daha güçlü demektir? Beni en çok zorlayan kültür eksikliklerimden biri de isimler.. Örneğin bir "Paris Hilton" var ki, hangi internet sitesine girsem onunla karşılaşıyorum. Önceleri ben Paris Hilton'u, İstanbul Hilton veya Berlin Hilton gibi bir otel adı zannettim. Fakat baktım ki, bu otel seks skandallarına, erotik filmlere, frikik vermelere konu oluyor. Google'a girip Paris Hilton'un ne olduğunu öğrenmek zorunda kaldım. Meğer 1981 doğumlu Paris Hilton, Hilton Otel zincirini kuran Conrad Hilton'un 300 milyon dolarlık servetinin varislerindenmiş. Dedesi de Elizabeth Taylor'un pek çok kocasından biri olarak o dönemde popüler kültürün kahramanları arasına girmiş. Bu Paris'in aşk hikayeleri, seks skandalları ve çevirdiği filmler hakkında Google'da tam 9 milyon 100 bin sayfa belge ve fotoğraf var. Belki de gelmiş geçmiş en büyük fizikçi olan Isaac Newton hakkında 1 milyon 100 bin, Atatürk hakkında ise 739 bin sayfa çıkıyor Google'da. Geçenlerde arkadaşlarla "Yemek Kültürü"nü tartışıyorduk. Reha Muhtar lahmacunla viski içmeyi "Popüler Kültür", alafranga tuvalete alaturka çömelmeyi ise "Maganda Kültürü" olarak niteledi. Acaba Ferrari Maranello 575 M'in disk çalarından Ankaralı Turgut'un "Dah Diri Dah Dom"unu dinlerken, otoyolda bile sinyal vermeden şerit değiştirenlerinki hangi tür kültüre giriyor?
|