|
|
AB nereye gidiyor?
Avrupa Birliği'nden (AB) 17 Aralık'ta tarih aldık. AB ile görüşmeler 3 Ekim'de başlayacak. 17 Aralık'taki coşkunun ardından sessizliğe büründük. Aylarca kimin Başmüzakereci olacağını tartıştık. Nihayet bu konu da çözüldü. Başmüzakerecimiz Devlet Bakanı Ali Babacan oluverdi. Babacan, muhtemelen ekibini hazırlıyordur. Kısa sürede tüm hazırlıkları tamamlayıp, yıllarca sürecek 3 Ekim sınav maratonuna başlamak için belki kısa süreli bir yaz tatili yapacaktır. Bu tatilde moral depolayıp gücüne güç katacaktır. AB'ye girmeye çalışan ülkemizde bu heyecan yaşanırken, AB'de ise çatırdama sesleri birbirini izliyor. AB Anayasası'nın Fransa oylamasında 'Hayır' sesi çıkmasının ardından, Hollanda'da daha güçlü 'Hayır' sesleri duyuldu. Şimdi herkes beklemede. 2009 yılına kadar bu konuda bir sessizlik olacak. Daha sonrasını şimdiden kestirmek zor. Bütün bu gelişmelerden sonra, Euro'da kan kaybı yaşanıyor. Dolar karşısında parite 1.32'lerden, 1.21'lere geriledi. Avrupa Merkez Bankası 'faiz' silahında değişikliğe gitmezse bu kan kaybı devam edecek ve Euro yerlerde sürünecektir. Kim bilir, belki de parite eşitlenir. Hatta Euro'nun ilk günlerindeki gibi, 1 Euro = 0.85 dolar seviyesini de görebilir. Anlaşılan AB ülkeleri kendi içinde görüş ayrılığı taşımaya başladılar. Bu görüş ayrılığının önümüzdeki yıl daha büyük boyutta olacağı yorumları ağırlık kazanmaya başladı. Hayallerimizi süsleyen ve uzun yıllardan beri girmeye çalıştığımız AB çatırdıyor mu? Girmek için mücadele verdiğimiz AB'ye girmek kısmet olacak mı? Bu soruyu seslendirenlerin sayısı hızla artmaya başladı. Bekleyip görmekten başka çaremiz yok.
|