CHP'den "vekil"e hukuki takip...
Çankaya ile hükümet arasında, "vekaleten ve tedviren" yapılan atamayla kamuda işlerin sürdürülmesi tartışması geçen haftaya damgasını vurdu. Tartışma, CHP'nin başlatacağı girişimle farklı bir noktaya taşınıyor. CHP, "asilin yetkisini taşımadığı halde, vekaleten veya tedviren görevlerini sürdürenler hakkında hukuki işlem başlatılması için" düğmeye basma kararı aldı. CHP lideri Deniz Baykal, dünkü sohbetimizde söze şöyle başladı: "Başbakan ana muhalefetin ve Cumhurbaşkanı'nın yaptığı uyarıları dinlemiyor. Cumhurbaşkanı bir de mektupla uyarıyor, onu da dikkate almıyor. Yaptığı yanlışlığı anlamış değil..." Baykal, üçlü kararname ile yapılan atamalarda Anayasa'nın Cumhurbaşkanı'na da yetki verdiğini anımsatıp ekledi: "Başbakan bunu kavrayabilmiş değil; 'istediğimiz yere istediğimiz adamı getiririz' diyor. Anayasa'ya aykırı davranıyor. Bu dönemde asaletin anlamı ortadan kalktı. Anayasa ihlali haline geldi." CHP lideri Baykal, Sezer'in, Erdoğan'a yazdığı mektubu kamuoyu ile paylaşmasını da haklı buluyor. "Mektubuna tam tersi cevap gelince, çıkıp kamuoyu ile paylaştı" diyor. Hemen ardından, "Biz bu konunun peşini bırakmayacağız" deyip, devam ediyor: "Konuyu, Meclis'e tekrar getireceğiz. 22 bakanlıktan 14'ünde, 2 bin 24 kişinin vekaleten veya tedviren atandığını ortaya çıkardık, araştırmamızı sürdüreceğiz. Başbakan, bunlar benim arkadaşlarım diyor. Senin arkadaşların nereden? Ben devlet görevini sorumlulukla götürenlerden söz ediyorum, senin vücut dilinden anlayanlardan değil..."
Hukuki takip Hemen ardından, vekaleten ve tedviren görev almış olanlara ilişkin başlatacaklarını belirttiği hukuki süreçle ilgili olarak da şu bilgiyi aktarıyor: "Hukuki imkan nerede varsa, orada konuyu takip edeceğiz. Anayasal bir suç işleniyor. Burada bir hukuksuzluk yapılıyor. Bunu hukuk sistemiyle paylaşmamız lazım. Bu Anayasa'ya yapılmış darbedir. Anayasayı içine sindirememe halidir. Ne imkan varsa, Meclis ise Meclis, hukuki yol ise hukuki yol, sonuna kadar meseleyi takip edeceğiz. Atılan imzalar, o kişilerin dosyalarındaki durumları, ne varsa, yetkiyi taşımayan hakkında hukuki takip yapılacak..." Baykal devam ediyor: "Cumhurbaşkanı da herhalde düşmanlığından, bir insan için hayır demiyor. Cumhurbaşkanının o memur ile ne ilişkisi olabilir? Ama Başbakan Cumhurbaşkanının o duyarlılığını anlamış değil."
Esmer günler Baykal, Başbakan'ın konuya tepkili yaklaşımının nedenini de şöyle yorumluyor; "AKP için esmer günler geldi. AB işi çıkmaza girdi. O nedenle Başbakan üslubunu bozuyor. Kendine güvenen Erdoğan gitti..." CHP'nin başlatacağı "hukuk atağı" sonuç getirir mi? Kamu personeli alanında uzman kişilerin verdiği yanıtlar şöyle: - Cumhurbaşkanı, Başbakan'a mektubunun sonunda, "asaleten atanması yetkili üst makamlarca uygun görülmeyen bir kamu görevlisinin, aynı ya da farklı bir görevi yetkili alt makamın onayıyla vekaleten yürütmesi yargı kararı ile bağdaşmamaktadır" uyarısını yapıyor. "Anayasa ve yasa koyucunun amacına aykırılık" oluştuğunu söylüyor. - 1050 Sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu, ita amirliği tartışmalı kişinin verdiği emirleri yerine getirenler yargılanır hükmünü taşıyor. - Anayasa ve İdare Hukuku açısından, kamu düzeniyle ilgili kurallar bütünü vardır. Yetki gaspı, yetkisiz temsil, yetki tecavüzü suçlarından ilişkilendirilebilir, işlem ve eylemlerine bakılarak dozuna göre yargılanır. Son bir soru daha: Erdoğan, üç bakanlıkta yapılan değişiklik için çıktığı Çankaya'da 1.5 saat kalmıştı. Ertesi gün de Sezer, kendisine mart ayında gönderdiği mektubu sözcüsü aracılığıyla kamuoyuna açıklamıştı. Acaba, o görüşmede bu konu da ele alınmış mıydı?
|