|
|
|
|
İki dev otoriteden milli maç yorumu
Türk futbolunun efsaneleri Fatih Terim ve Mustafa Denizli, SABAH'a Yunanistan maçının analizini yaptı...
Futbola devam
Milli Takımımız oyuna çok yönlü varyasyonlarla başladı. Rakibin üstünde sürekli baskı kurup, bir an evvel gol bulmak istiyorduk. Yunanistan da beklendiği gibi çok adamla savunmadaydı. Maçın nasıl oynanacağı daha birinci dakikada ortaya çıktı. Ayağa topu iyi oynayabilecek Gökdeniz, Fatih, Emre ve Yıldıray gibi futbolcularımız 11'deydi. Ancak dakikalar ilerledikçe Yunanistan oyunu ağırlaştırıp, soğuttu. Devre sonuna kadar iki tarafın da neredeyse gol pozisyonu yoktu. İbrahim ve Tolga defansta çok başarılıydı. Ancak oyuna sokarken topu uzun kullanınca orta saha bağlantısı kesildi. Yunanlılar bu topları rahat topladılar. Hüseyin ve Koray da seken topları kullanamayınca ofanstaki dörtlüyle koordinasyon ve iletişim sağlanamadı. İkinci yarıya Tuncay solda, Emre biraz daha geride başladı. Bu, oyunumuzu daha iyiye götürdü. İkinci 45 dakikada 15-20 dakikamız var ki, golü bulacağımıza çok inanmıştım.
Yüksek tempo Özellikle orta sahadan rakibi eksilterek gitmek önemli bir beceri. İlk yarı defansif futbolcular Hüseyin ve Koray olunca bunu sadece Emre ve Yıldıray'dan görebildik. İlk yarıda top bizde daha fazla kalsaydı daha etkili olabilirdik. Gökdeniz'den driplingler bekledim. İkinci yarı çok yönlü ataklar, farklı varyasyonlar denedik. Bu oyun göze hoş gözüktü ve rakibi hataya zorladık. Bunu daha uzun süreye yaymamız, daha yüksek tempoda hayata geçirmemiz lazımdı. Türkiye, Yunanistan'dan iyi takım. Rakibi baskı altında tutabiliyoruz. Ama dünkü gibi kısa metraj olmamalı. Bu beceriyi daha uzun dakikalara yaydığımız zaman daha başarılı oluruz. İkinci yarı yapılan değişiklikler, özellikle Tuncay takımı pozitif etkiledi. Taraftar da coştu. Necati'nin girmesi ikinci bir hücum oyuncusu; rakip defansın konsantrasyonunun dağılması demekti. Bu da doğruydu. Yüksek tempoda oynarsanız ve pres yaparsanız rakipte problem çıkacaktır. Özellikle topu yere indirip ayağa top oynarken ters tarafı kullanarak çok daha rahat gittik karşı kaleye. Ama becerisi yüksek oyuncularımızı 18'e yakın bölümde çok kullanamadık. Gökdeniz çok süratli bir oyuncu ve onunla başlamak doğru. Ama hem ileri gitmek hem de hem de adam kovalamak ona ters. Savunmadan hücuma geçerken gole gitme süresinin kısaltılması için uzun topla oynamak da takımımıza uygun değil. Emre-Gökdeniz-Yıldıray gibi oyuncular varken hücuma ayağa pasla çıkmalıydık. Özellikle ilk yarıda çok gereksiz uzun toplarımız vardı. Son dakikalarda Fatih'e müsait bir pozisyon geldi ama o oyun boyunca topla yeterince buluşamadığı için soğuk kaldı.
Hücum futbolunda ısrar şart Yüklendiğimiz bölümde Yunanistan'ın da çok önemli iki pozisyonu vardı. Teknik direktörleri Rehhagel'in oyun felsesi takıma yansıyor. Dün de beraberlik onlara yetiyordu. Uzun süredir uyguladıkları felsefeyle oynadılar. Yunan kalecisi Nikopolidis, her autta veya degajda 30 saniye çaldı. Yunanistan alan savunması yaptı ama aksiyon sahasına girildiğinde çok iyi organize oldular. Oyun içerisinde 4-5-1'den 5-4-1'e dönebiliyorlar. Topu kaptırınca alan savunmasına geçip birebir savunmayı çok iyi ve agresif yapıyorlar. Bu futbol onları tatmin edebilir. Ama bizim futbolumuzda böyle bir düşünce yapısı yok. Olmamalı da. Biz, oynamayı seven, atağı seven bir ülkeyiz. Oynayarak ve keyif vererek kazanmak daha kalıcı çözümdür. Yunanistan bu akşam istediğini almış olabilir ama biz oynamaktan vazgeçmeyelim. Futbolda defans da önemli bir sanat fakat oyunun genelinde felsefemize uyan, tempolu pas yapan, pozisyonlu, korkmadan oynayan bir anlayışta ısrar etmeliyiz. Uzun vadeli başarıya giden yol, oynatmamaktan değil oynamaktan geçer. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Grupta en kaliteli oyunculara biz sahibiz. Futbol her sonuca müsait. Matematik olarak umut oldukça inancı kaybetmemek gerekir. Ukrayna ve Danimarka'yı yenip rakiplerimizin kaybetmesini bekleyeceğiz. Bu da olmayacak iş değil.
FATİH TERİM
|
|
|
|
|
|
|
|
|