Sinir yapan kaybeder
Yunanistan'ı çok iyi tanıyan biri olarak Ege'nin öte yakasında durumu nasıl görüyorsunuz? Aslında Yunanistan'da dün akşama kadar kimse Türkiye milli maçını konuşmadı. Herkes senelerdir arka arkaya şampiyon olan Olympiakos'un teknik direktorü Bajeviç'in ani istifasını konuşuyor. Yunanistan'da Olympiakos aynı bizim Fenerbahçe'ye benzer. Yunan Ligi'ndeki şampiyonlukları diğer takımlardan fazladır. Avrupa'daki başarıları ise diğerlerine göre sınırlı. Bajeviç, 1996- 2000 arası Olympiakos'u şampiyon yapmıştı. Geçen sene geldi; yine yaptı. Ama medya ve Olympiakos camiasında, "Yine Avrupa'da başarı yok" sesleri iyice yükselince istifayı basmak zorunda kaldı. Durumu aynen Daum'a benziyor diyeceğim; tek fark Daum istifa etmedi. Yunan takımının maç öncesi havasına gelirsek... Teknik direktör Rehhagel, kendinden çok emin. "Beraberlik bizi ilk ikiye sokacak. Zaten Türkiye maçından sonra Çarşamba günü Ukrayna ile oynayacağız. O maçı da alabiliriz. Lider olarak bile gidebiliriz" diyor. Rehhagel'e göre Yunanistan'a bir beraberliğin yetmesi mavi-beyazlıların avantajına. İyi savunma ve güçlü kontratak futbolu oynadıkları için maç öncesi avantaj onlarda görünüyor. Ama iki olmazsa olmaz futbolcuları yarınki maçta yok. Birincisi Dellas. Rehhagel, Yunan Milli takımı'nın savunmasının tam anlamıyla belkemiği olan ve Kapsis ile çok iyi anlaşan Romalı Dellas'ın yerine orta sahadaki Basinas'ı geriye çekmeyi düşünüyor. Alman teknik adam için işin kötü yanı orta sahasında beyni olan Zagorakis'in de zaten oynayamayacak olması. Zagorakis geçen yıl Portekiz'de turnuvanın en değerli futbolcusu seçildi. Takım kaptanı ve takıma gerçek anlamda ağabeylik yapıyor. Olmazsa olmaz futbolculardan değil ama kaptan olduğu için olmaması psikolojik açıdan kayıp. Dellas ise olmazsa olmaz anlamında bir kayıp.
Bu iki eksik ibreyi lehimize çevirmeye yeter mi? Türk Milli Takımı kader maçlarında seyircisiyle beraber çok geriliyor. Gerçek performansını, fizik gücünü, teknik kapasitesini sahaya yansıtamıyor. Belki seyircinin tahammülsüzlü- ğünü düşünerek fazlaca strese giriyor. Letonya maçı buna çok iyi, yani aslında çok kötü bir örnek. Milli Takım'ın seyircisiyle ve futbolcusuyla, "Dünyanın sonu" olmadığını düşünerek maça çıkıp rahat oynaması lazım. Rahatsız oynarsak, strese girersek biz bu maçı lehimize çeviremeyiz. Çıkıp rahat, tıkır tıkır futbolumuzu oynarsak bu maçı alırız. Ama rakibi sahasında basmamız, hem de 90 dakikaya yayarak basmamız şart. Onlar 4-5-1, hatta 5-4-1 oynayacaklar. Bizim onları sahasında basmamızın ne derece önemli olduğu ortada.
Türk-Yunan maçı olarak atmosfer nasıl olur? Atina'dan aldığım bilgilere göre Rehhagel futbolcularına, "Türk seyircisinin fanatikliği sizi korkutmasın. Siz Avrupa Şampiyonu olmuş, çok tecrübeli futbolcularsınız" şeklinde konuştu. Rehhagel, Yunanlı gazetecilere de "İnönü Stadı bir cehennem olabilir. Ama benim futbolcularım çok deneyimli" dedi. Bu maçta sinir yapan kaybeder. Seyircimizin de, futbolcumuzun da bunu bilmesi gerekir.
|