Bekle bizi Almanya
Milli Takım'nın, 2006 Almanya vizesi alması için Yunansitan'ı yenmesi şart. Türk futbolu 2002'deki dünya üçüncülüğünden sonra gerileme dönemine girdi. Çünkü başarıyı günlük yaşıyoruz. Oysa 2002 Dünya Kupası'nda gerek futbol, gerek başarı, gerekse fairplay açısından Türk futbolunun tavan yaptığı bir dönemdi. Ama sonra ne yazık ki her şey geri tepti. Futbolda geriye gittik, Tribünlerde terör yaşattık. Dünya üçüncüsü sıfatıyla başladığımız Avrupa Şampiyonası elemelerinin sonucunda ise başarılı olamadık; hayallerimiz Letonya maçlarıyla son buldu. Şimdi de 'Acaba Dünya Kupası'na katılabilecek miyiz?" diye endişe taşıyoruz.
Bir maçla hoca gidiyor İşte sorun burada... Dünyanın her yerinde futbol sözkonusu olduğunda sıkıntı, dedikodu, güvensizlik var. Ama Türkiye'de bu sorunlar zirveye çıkmış durumda. Sadece bir maçın sonucuna bakın hoca gönderiyoruz. Bir başka maçta ise şampiyonluk şarkıları söylüyor, kahramanlık şiirleri yazıyoruz. Bu büyük yanlışlar ülke futboluna zarar veriyor. Bir ulusal takımın ve onun teknik direktörünün başarılı olabilmesi için öncelikle o ülkenin liginin kaliteli, futbolcularının da formda olması gerekiyor... Federasyon, her takıma eşit mesafede olmalı. Ve son olarak hakemlerin de dürüst olmaları gerekiyor. Maalesef, Türk futbolu şu anda bu koşullardan çok uzakta. Futbol bir ekip oyunudur. Bir ülkenin federasyonunda sistem, düzen yoksa, sportif başarı da olamaz. Uluslararası organizasyonlar öncesi kura çekimlerinin sonrasında hep "Tam dişimize göre rakip" diyoruz. Sonra bir bakıyoruz. O rakip bizi dişlerinin arasına alıp çiğneyivermiş.
Kanatları kapatmak gerek Gelelim Yunanistan maçında nasıl oynamamız gerektiğine. Bir kere rakip çok iyi. Son Avrupa şampiyonu. Bu şampiyonluğa ulaşırken nasıl iyi savunma yaptıklarını gösterdiler. 60 dakika içinde gol yememeyi başarırlarsa da atacakları bir veya iki golle sonucu tayin ediyorlar. Hücumda hava toplarına çok hakim futbolcuları var. Yanal'ın öncelikle kanatları çok iyi kapatması gerekiyor. Bunu yapmazsa, forvetler de çapraz koşularla rakip defansın dengesini bozmazsa gol yollarında üretkenlik sağlayamayız. Ben hem Yunanistan'ı hem de Danimarka'yı yenip Avrupa Şampiyonası finallerine katılacağımıza inanıyorum (Kazakistan maçını saymıyorum bile). Can Çobanoğlu için de bir paragraf açmak gerekiyor. Son yıllarda gelmiş en iyi menajerlerden biri. Kültürlü, bilgili, futbolcularla çok iyi diyaloğu var. Bu da maçlardan önce takımı hazırlamada ona büyük sorumluluk veriyor. Çobanoğlu da bunun altından kalkıyor. Ersun Yanal da Türk futbolunda yeni bir jenerasyon yaratarak kendi felsefesinde bir sistemle başarılı olmak istiyor. Türk ulusu olarak Milli Takım'ın arkasında olmalıyız. Yunanistan maçında o tribünleri doldurursak Almanya'da biz de olacağız.
|