| |
Çok matrak!
Fransızlar referandumda Avrupa Anayasasına "hayır" deyince, bizim matbuatın Avrupa uzmanları döktürmeye başladılar. Önemli bir kısmı sür diplomatik yorumlara kalkıştı: "Hiçbir şey fark etmedi. Bizim adımız Tomas, bize komaz!" Tepelerden birisi de, oturmuş kendince bir yorum icat etmiş, "Yok efendim, sadece Türkiye'de kızılelmacılar yokmuş, Fransa'da da pekala olabiliyormuş!" Halbuki Fransa'nın hayırcıları, hiç de kızılelmacılar ittifakı değil. Sadece, emek yoğun çalışan alt tabakadan insanlar, bir kısım sosyal haklarını yitirme korkusunda olan insanlar, iş başındaki hükümete ceza vermek isteyen insanlar falan... Ama şimdi oturup da bizim allame yorumcuları düzeltecek değilim. Yoksa bu aynı hataya düşmek olur. Beni sadece güldürmekle yetinen şu referandum olayını, o yönüyle paylaşmak isterim okuyucularla... Chirac, kendi kendini şapa oturttu. Demokrat bir arkadaş ya, Fransızlar'ın da hem çok demokrat hem de çok kavrayışlı olduklarını zannediyor ya, tuttu, anayasa konusunu referanduma götürdü. Buyrun kendi kaderinize karar verin sevgili Fransızlar! Benim gibi bir demokrat siyasetçiyi de bir daha zor görünsünüz yani... Neye karar verdi Fransız halkı? AB Anayasası'na hayır! Peki sen neye gülüyorsun, diyeceksiniz. Ben buna gülmeyim de neye gülsün? Sen yıllarca oya işler gibi Avrupa Birliği'ni işle... Almanya ve İngiltere gibi yıllarca gırtlak gırtlağa boğazlaştığın ülkelerle oturup bir ortaklık inşa et. Dünyada Avrupa'nın daha güçlü, daha müreffeh, daha demokrat ve paylaşımcı uluslarüstü bir güç oluşturmasına gayret et... Sonra... Fransız halkı gelsin, caaart kaba kağat!.. Avrupa Birliği'ni istemiyoruz kardeşim, bu işe girişirken bize mi sordunuz? Halbuki öte tarafta Almanlar ne yaptı? Anayasayı Meclis'te kabul edip geçti, gittiler. İşte büyük projeler böyle yönetilir. Fransız siyaset zümresinin hatası şu oldu: Bu kadar emek verilmiş devasa bir projeyi halka sormayacaksın. Çünkü, bambaşka, küçük, günlük hayattan, değişik parametrelerle karar verebilir. Haa, halka sorulacak konular da vardır. Bir şehirde büyük bir parkı nereye açalım diye sorarsın, halk karar verir. Amenna... Bu arada, yeri gelmişken, size Almanya'da iktidara ilerlediği söylenen "Merkel" hanımefendi ile ilgili kişisel görüşümü de söylemek isterim. Hani şu, Türkiye'yi istemeyen ama "imtiyazlı ortaklık" geveleyen kadın siyasetçi... Alman sosyal demokratları nasıl bir seçim kampanyası yürütürler, ne kadar başarılı olurlar bilemem ama... Kurt bir siyasetçi, hayatta Başbakanlığı Merkel'e bırakmaz. Çünkü Merkel, Doğu Alman'dır. Bir Doğu Alman, Batı Almanya'da hele hele birleşmeden sonra yaşanan gerçeklere bakılırsa, öyle kolayından başbakan seçilemez. Siz yine de dert etmeyin. 45 yıllık süreçte Avrupa'da ne hükümetler değişti, kimler geldi kimler geçti. Avrupalılar, verilen sözlerde duracaklardır. Yeter ki, biz kendimize olan inancımızı ve kararlılığımızı yitirmeyelim.
|