SABAH - Pistte daha heyecanlısı yok

Şu an 1 Haziran 2005 - Çarşamba tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Yazarlar

	Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	» Otomobil

	Sinema

	Çizerler

Google Arama

Pistte daha heyecanlısı yok

Formula 1 yarışının da yapıldığı Hockenheim'da heyecanı son tura kadar süren Alman Turing Otomobil Şampiyonası büyük ilgi gördü. Bu önemli yarış 2 Ekim'de İstanbul'da..

Formula 1 yarışlarından birini, yerinde izlemek çok özel bir deneyimdir. İlk olarak daha önce hiç duymadığınız ve büyük bir ihtimalle bir daha duyamayacağınız motor sesi ile çarpılırsınız. Ardından daha önce televizyondan izlediğiniz heyecan dolu bir yarışmanın parçası olursunuz. Ben de iki yıl önce Hockenheim'a bu amaçla gitmiştim. Hatta birlikte gittiğimiz ekibi VIP salonunda bırakıp tribünlerde seyretmiştim yarışı. Ancak tek görebildiğim önümden tren gibi geçen otomobillerdi. Kader güzel bir oyun oynadı ve geçen hafta sonu DTM'yi (Alman Turing Otomobil Şampiyonası) Hockenheim'da izledim. 11 yarıştan oluşan şampiyonanın ilk ayağı idi ve heyecan bu kez başka türlüydü.

MİKA GERİ DÖNDÜ
Formula 1 fanatiklerinin kalbinde Mika Hakkinen'in yeri bambaşkadır. Michael Schumacher'e kafa tutuşu ve yaşadıkları mükemmel pist gerilimlerinin ardından, Mika şampiyon olarak beklenmedik şekilde yarışlara veda etmişti. Ancak şampiyon yine beklenmedik bir şey yaptı ve DTM'de Mercedes takımının pilotu olarak karşımıza çıktı. Bu durum DTM kitlesine bir de Formula 1 meraklılarını katınca dünya motor sporları fanatiklerinin gözü geçtiğimiz hafta Almanya'nın bu minicik kasabasında idi. İstanbul'dan Hockenheim pistinin bulunduğu Baden- Württenberg kasabasına ulaşmak için en mantıklısı önce Frankfurt'a ardından Mannheim'a gitmek. Mannheim hiç beklemediğim kadar keyifli, küçük bir şehir. Yarış sırasında müzelerin ve sanat galerilerinin gece de gezilmesini sağlayan küçük bir organizasyon vardı. Mannheimlılar sabahlara kadar uzun kuyruklar oluşturup müze dolaştı. Ben ise yarışı düşünüyordum. DTM yarışları iki gün süren küçük bir panayır şeklinde yapılıyor. Pistin kenarında süper konserler düzenleniyor. Otomobil firmaları eğlenceli etkinlikler gerçekleştiriyor. Böylece yarışın yapıldığı hafta sonu boyunca kimse pistten bir yere ayrılmıyor. Ayrıca küçük stantlarda ralli takımlarından Formula 1 pilotlarına kadar motor sporlarının her koluna ait hediyelik eşya bulabiliyorsunuz. Bu stantlarda orijinal ürünlerin fiyatları biraz yüksek. Mesela Michael Schumacher'in orijinal şapkası 30, taklit versiyonu ise 10-15 euroya satılıyor. DTM'nin bir başka ilginç özelliği de "pit-walk" uygulamasına tüm seyircilerin katılabilmesi. Yani yarıştan önce takımların servis alanlarını gezebiliyorsunuz. Özellikle bu, yarış heyecanını takım üyelerinin gözü ile yaşamanıza imkan sağlıyor.

YARIŞ TAPINAĞI GİBİ
Yarışın başlamasına az bir zaman kala "start-finish" düzlüğü manzaralı seyirci bölümüne yerleştim. Otomobiller buraya önce itilerek getirildi. Bildik seremoniler sonrası ısınma turları için motorları çalıştırdıklarında pilot tarafındaki kapıların alt kısımlarına yerleştirilmiş olan egzozlardan fışkıran alevler ve müthiş motor sesi tüm pisti kapladı. Start anı ise muhteşemdi. Tüm gözler Mika Hakkinen'deydi. Benim gözlerim ise onu görebilmek yolunda yuvalarından çıkmak üzereydi. Start verildikten sonra, ilk virajda bir anda ciddi bir karmaşa oldu. Otomobillerin parçaları havalarda uçuşuyordu ve en az dört otomobil birbirine girmişti. İşte pistte aradığım heyecan tam olarak böyle bir şeydi. Audi startta üç otomobil kaybederken bu Mercedes'in işine yarıyordu. Bu kazanın ardından dört beş tur güvenlik otomobili ile dönüldü. Ardından ise bir anda Mika Hakkinen servis stratejisini ve lastiklerini değiştirdi. Böyle bir şeye ilk kez tanık oluyordum. DTM yarışlarında olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki eğlence ve heyecan katsayınız hep en yüksek seviyede kalıyor. Bir tur sağlam geçen otomobil ikinci tur arka tamponu ve spoyleri olmadan geçiyor önünüzden. Hakkinen, 15. sırada başladığı yarışta, pit alanında hız yaptığı için ceza alarak geriledi ama yinede 8. oldu. Mercedes pilotu Jean Alesi yarışta birinci gelirken ikinci ve üçüncü olan otomobillerin de AMGMercedes olması takım adına gurur vericiydi. Bu sirkin 2 Ekim'de İstanbul'a geleceğini bilmek heyecanımı daha da artırıyor.

Rahşan GÜLŞAN