kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 
Onlar erdi muradına!..
Mutluluğun resmi
KIYMIK - Durum raporu

Onlar erdi muradına!..

Oğlan bizim, kız bizim düğünlerine bayılırım. Ömer de bizim Sonat kız da bizimdi. Gittik, everdik, eğlendik, haylice birikmiş kurtlarımızı döktük, geldik.

Çatlatmayın beni

Başlık-spot ebadında yazınca bu kadar kısa. Ama düğünün detaylarını vermezsem çatlarım valla.
Haydi o zaman..

Aygın baygın

* Malumunuzdur; tekmil mürüvvet gecelerinin ortak kaderi birinci saatlerinin mat, donuk geçmesidir. n Bizim düğünde de tıpkısı oldu. Dünya evine çift sokmaya değil, mütevelli heyet toplantısına gelmiş gibiydik.
* Likit servisi bir türlü başlamıyordu. Aygın kafalarımız loş ışık muhabbetine çarpınca baygın haller kaçınılmaz oldu.

Hısım akraba
* Gazeteci taifesi salonun girişinden sonraki 3 yuvarlak, 2 dört köşe bir de set gibi yerin üzerine eklenerek uzatılmış 2 masaya konuşlanmıştı.
* Zarifi'nin normal günlerinde de en krema müşteriye rezervelenen
masalara gelinin hala, dayı taraflarından hısım akrabaları, hemen kenarından soba direği gibi dönen duvar kıyısına da Ömer'in aile efradı oturtulmuştu.

Ayakkabı sıktı

* Garsonlar, o sair günlerden kalma alışkanlıkla ağır bölge olarak belledikleri cenaha daha yoğun bir ilgi yapıp, bizim tarafı haberleri beğenilmemiş servis şefi öksüzlüğüne şavulluyorlardı.
* Derken gelin ve damat ortaya çıktı ve masalar arası kaçınılmaz seyahatlerine başladılar. Ayakkabılarının sıktığını belli etmemek için çabalayan Sonat kız, bu mecburi slalomun daha da mecburi gülme taklitleriyle gezinirken içimizi ezdi.

Nerede bu gelin?..
* Suskunluk ve abusluğumuzun kırılma noktası Yurt Haber şefi Aydın'ın gelişiyle oldu. Salona girer girmez 'damada' doğru seğirten Aydın, yakaladığı yerde kucaklayıp, iki yanağına koca iki öpücük kondurdu çocuğun. İlaveten tatlı sert bir de fırça attı
güya; "Neden gelinden ayrı dolaşıyorsun bakayım?.."
* İşte o an herkesin suratsızlık ipi koptu ve koro kahkahalar patladı. Aydın'ın damat diye sarıldığı delikanlı gerçek damat Ömer'in tek yumurta ikizi Önder'di.

Haydi çin çin!..
* Derken alkol boru hattı çalışmaya başladı ve tüketim faaliyetine geçtik.
* İkinci kadehler ortam sıcağıyla birleşip daha bir vurucu güç oldu ve yüksek tempolu müzik parçası 'çiiiykk' der demez orta boşluğa eleman yağdı.

Yaş haddim geldi!..

* Herkesin potansiyel "dağıtma" öznesi olduğu o dakikalar geçtikçe mekan kırılan gerdanlar, atılan göbekler galerisine dönüşüverdi.
* Bu taşkın, coşkun, yerinde duramaz güruhun arasında bir tek ben mağrur ve vakur ve suskun halimi sürdürmeye azimliydim. Bu şatafatlı gecenin devrisi sabah 'yaş haddinden ve beceriksizlikten" emekli müdür edileceğimin tüyosunu almıştım çünkünü.

Piste çıktım
* Aslında o kadehi de içmeseydim 'yıkılmadım ayaktayım' türküsünü kendime marş bile edinebilirdim, lakin vestiyerin oralara bir yere yıkılıverdim heyhaaat!..
* Yine de kendimi toparladım. Sfenks adam pozunu bir süre daha sürdürmem gerektiğini biliyordum. Sandalyenin üzerinde göğsüm ileri çıkık, alnım ve şapka siperliğim yukarılarda oturaduruyordum ki, baş müdürün eli bir pençe gibi bileğimden kavrayıp piste doğru çekti beni.
* 8-10 saat sonra mevcut pozisyonundan zımnen istiskal edilecek biri olarak ağır roman havası oynamak raconumu epey çizdiyse de dedim ya, mürüvvet gecesiydi bu. Oğlan bizim, kız bizimdi.

Böyle olsun!..
* Ve düğünün ertesi günü... Yani dün (ben şunları yazarken), yani bugün (siz bunları okurken) evlatlar balayı için Antalya'ya. Şu fakiri pür taksir kardeşiniz de tekrar yollara, sokaklara, muhabirlik yapmaya uçtuk. En kötü günümüz böyle olsun derler ya. Aynen de öyle oldu. Davulla, zurnayla, cazla, popla, göbekle, dansla..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gazetecilikte torpil olur mu?..   / 30-05-2005
 Önceden bilinen sürprizler coğrafyası...   / 29-05-2005
 Kim bilir kaç kere üç sıfırdan maç aldınız?..   / 28-05-2005
 27 Mayıs denince aklıma!..   / 27-05-2005
 Aytaç Durak ve itlaf ekibi   / 26-05-2005
 Gazeteciler dehşet fotoğraflarına nasıl bakar?..   / 25-05-2005
 Elemterefiş kem gözlere şiş!..   / 24-05-2005
 'Beyoğlu'nda eğlence yasak!' konusu ve söz Başkan'da..   / 23-05-2005
 Son Beyoğlu yazısı ve genelev büyücüleri...   / 22-05-2005
 Fakir ama gururlu tek 'Çilem Pavyon' kaldı   / 21-05-2005
REHA MUHTAR
Çocuğumun annesine teşekkürlerimle...
Bugün çok değişik...
EMRE AKÖZ
Tarzan zor durumda
Soykırım meselesi niye bu kadar dal...
MEHMET BARLAS
Meğer koca AB'nin bir "B Planı" yokmuş
Fransızlar AB'ye...
HINCAL ULUÇ
Fatih'in izinde, Heykel Sokağı..
Tamamen tesadüftü,...
SAVAŞ AY
Onlar erdi muradına!..
Oğlan bizim, kız bizim...
REFİK DURBAŞ
Bilmeyen, neyi öğretir?
Öğretim görevlisi Sayın Uzman...
Bir dakika bile tutmam
Bir dakika bile tutmam
Pierre, SABAH'ın "Yönetime ne yapmasını önerirsin" sorusuna şok yanıt...
Florya'da kavga
Florya'da kavga
Hagi, "Kayseri'deki cep olayı sonrası davayı siz açtırttınız" diyerek...
Şüpheyi bırakın birlikte çalışalım
Bush'un Ortadoğu siyaseti meyve verip bölge değişmeye başlayınca,...
Ercan'da kahraman gibi karşılandılar
AKP İstanbul Milletvekili Bağış'ın eşlik ettiği ABD Kongre heyeti...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu