|
|
|
|
'Tabuların çatıştığı dünyadan bıktık'
Başbakan Tayyip Erdoğan, demokratikleşme yolunda Türkiye'nin tarihi adımlar attığını, fakat mevcut alışkanlıkların bulunduğunu, bunların da aşılması gerektiğini belirterek, ülkede zaman zaman farklı sesler, farklı yaklaşımlar çıkabileceğini kaydetti.
Hatalı çıkışları olgunlukla karşılamak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bir grup akademisyen ve entelektüelin biraraya gelerek veya davete katılmak suretiyle sözde Ermeni soykırımı konusunda bir toplantı yapılmak istendiğini hatırlattı.
Bunun üzerinde bazı yaklaşımlar olduğunu, bu yaklaşımlar içerisinde de doğru ve yanlış olanlar bulunduğunu, bunun ayrı bir konu olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Bunlardan asla çekinmemeliyiz. Bırakalım herkesin ne söyleyeceğini, ne söylediğini görelim. Onlar söyledikten sonra biz de ne söyleyeceksek söyleyelim. Şunu unutmayalım; düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmamalı, bundan çekinmemelidir'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bu tür çekincelerin başka grupların ''gard'' almasını gerektirdiğini ifade ederek, ''Gard alanların olduğu bir ülke olmayalım. Rahat olalım, rahat düşünelim, rahat konuşalım. Aksi takdirde tabuların çatıştığı bir dünya kurarsınız ki, biz tabuların çatıştığı dünyadan bıktık'' dedi.
''Avrupa Birliği (AB) ile ilgili kesimlerin bu tür tartışmaların üzerine balıklama atladığını, onların yaklaşımlarını da doğru bulmadıklarını'' dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu tür kesimlerin derdinin Türkiye'ye nasıl başka faturalar çıkarabiliriz'' olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'de insanların hassasiyetleri üzerinde kimsenin oynamaması gerektiğini belirterek, ''Bir tarafta Mescid-i Aksa'da el bağlayacaksın namaza duracaksın, öbür tarafta geleceksin Kur'an'ın öğrenilmesine karşı çıkacaksın. Bunun anlaşılır bir yanı yok'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Birlik Vakfı'nın kuruluşunun 20. yıldönümü nedeniyle Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen ''Sivilleşme ve Demokratikleşme'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, yaygın kanaatin aksine sivilleşme kavramının aslında askeri anlayışın karşıtı olmadığını ifade ederek, sivilleşmenin medenilikle ilgili bir kavram olduğunu söyledi.
Sivilliğin içinde yaygın bir hukuk kurgusu bulunduğunu vurgulayan Erdoğan, sivil ile demokratik olan arasında yakın bir bağın söz konusu olduğunu anlattı.
KUR'AN TERÖR ARACI DEĞİLDİR
Başbakan Erdoğan, 2 temel başlıkları bulunduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunlardan birincisi; inancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz. Biz inancımıza güveniyoruz, inanç hürriyetinden korkmuyoruz. Halkının yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'de, kalkıp da kendi dininin kitabını öğrenmeye yönelen insanlara veya öğrenmek isteyenlere (burada bizce bir zorlama yok) mani olacak adımlar atmanın yanlış olduğunu ifade etmek isterim. Bu konuda yanlış yaklaşım içerisinde olanlara mesajımdır; bunu kalkıp da herhangi bir terör örgütünün aracı olarak değerlendirme yanlışına girmek, bu ülkede Müslümanlara saygısızlıktır. Hiçbir zaman bu ülkede Kur'an'ını öğrenmeyi bir terör örgütü için araç olarak, bir istismar aracı olarak değerlendirme yanlışına giremezsiniz. Girdiğiniz anda bu millet sizi affetmez. Bunu bir defa ortaya koymak lazım.
Meclisten çıkan yasayı kalkıp bir yere yönlendirmek, 'bu Kur'an kursları ile alakalı' demek yanlışın ta kendisidir. Bu ülkede insanlarımızın hassasiyetleri üzerinde lütfen kimse oynamasın. Halkın büyük bir çoğunluğu Müslüman. Tabii ki dininin gereğini öğrenecek.
Tabii ki kitabını öğrenecek. Ondan sonra kalkıp da 'din elden gidiyor' diye bağırmanın anlamı yok. 'Misyonerler ülkeyi istila etti' demenin anlamı yok. Hem böyle bağıracaksın, ondan sonra kendi kitabını öğrenene karşı çıkacaksın. Bu ne menem bir şey. Bunun anlaşılabilir hiçbir yanı yok. Demokratik irade ile bağdaşır bir yanı yok. Onun içinburada, düşünce sahibini samimi olmaya davet ediyorum. Karşı çıkabilirsiniz. Karşıysanız çıkın çok açık ve net söyleyin, gizlemeyin. 'Biz öğrenilmesine karşıyız' deyin. İnanın bu daha saygındır. Ama millet bunu da görür. Bir tarafta Mescid-i Aksa'da el bağlayacaksın namaza duracaksın, öbür tarafta geleceksin Kur'an'ın öğrenilmesine karşı çıkacaksın. Bunun anlaşılır bir yanı yok. Biz, attığımız adımları bu ülkenin insanları için atıyoruz.''
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|