|
|
Fransa değişime ayak sürüyor
Unutmayalım, Fransa, AB Anayasası'nı referandum sürecine sokan ilk ülke. Bunu diğer bazı ülkeler de takip edecek. Hollandalılar, 1 Haziran'da sandık başına gidecekler. Onların da "hayır" oranının yüksek olacağı bekleniyor. Sorun, bizim üzerinde fazla durduğumuz Türkiye konusu değil. Dünya yönetiminde uzun yıllar etkin rol almış Fransa ve Hollanda gibi ülkeler, neo-klasik ekonomik düzeni istemiyorlar. Bu kadar geniş serbestleşmeye karşılar. Ultra liberalizm taraftarı değiller. Sosyal konuların ağırlıkta olduğu eski dönemlerini arıyorlar. Fazla çalışma taraftarı da değiller. Ama gelirlerinde ortaya çıkabilecek düşüşleri kabullenemiyorlar. "Yorulmadan keyifli bir yaşantımız olsun" felsefesini benimsemişler. AB'nin kuruluşundan bu yana geçen beş yılda alınan sonuçların tatmin edici olmaması bu görüşlere destek veriyor. Fransa'ya bakalım. Ekonomik durumu pek parlak değil. İşşizlik % 10'un üzerinde. Verimlilik artışı 2004 yılında % 1.5 düzeyine gerilemiş. Yaptığı işten en az gurur duyanların yaşadığı bir ülke konumunda. Çalışanların sadece % 15'i işinden gurur duyuyor. Bu oran ABD ve İngiltere'de % 80'in üzerinde. Fransız eliti veya entelleri böyle bir dünya istemiyor. Fazla çalışmadan, rekabet etmeden, teknoloji üretmeden, fakat iyi bir gelir düzeyinde yaşamaya çalışıyorlar. Bunu gerçekleştirebilecek yeteneğe sahip ve az ücretle çok çalışan yabancıları ise ülkelerinde görmek işlerine gelmiyor. Bu gerçekçi bir yaklaşım değil, ama tersini kabullenemiyorlar. Fransa'da yarın yapılacak referandumda, değişime karşı durmayı yansıtan hayır oyları fazla çıkarsa, sorunun ağırlığı AB'nin üzerine yıkılacak. Aynı eğilim Hollanda'da da hayır oyları ile bir kez daha pekiştirilirse, sorunun boyutları giderek büyüyecek. Bu sorunlara, düşük büyüme oranları, yüksek işsizlik, azalan verimlilik ve rekabet düzeyi eklenince çözümler zorlaşacak. Çözülmeler başlayacak. AB'nin güçlü, karizmatik ve toplumları arkasından sürükleyen niteliklere liderlere sahip olmaması, ne yazık ki bu sonuçları ortaya çıkarıyor. Fransa'nın "hayır"ı AB'nin geleceğini etkileyecek ögeler içeriyor.
|