| |
Erdoğan ile Çiçek küs mü?
Bakan Cemil Çiçek, "Bunlar milleti arkadan hançerliyorlar" deyince ben hemen arkama baktım. Hançer var mı diye? Yoktu. Siz de bakın arkanıza... Öyle değil kardeşim, Bakanımız "hançer" derken metafor yaptı. Tabii ki metafor yapacak, yoksa milleti arkadan hançerlemek isteyen birinin tam 70 milyon hançer tedarik etmesi gerekirdi. Buna da ne para yeter ne hançer teknolojisi! Bendeniz, bu devleti, Türkler'in bile yıkamayacağını düşündüğümden hiç telaş etmem. Türkler yıkamayacağına göre başkası hiç yıkamaz. İyi de, Sayın Çiçek, üniversitede düzenlenecek bir toplantıdan korkacak bir şahsiyet midir? Hayır. Peki ne oldu da bir anda köpürdü, girişti? Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenecek "Ermeni Meselesi" toplantısının ürküteceği kurbağa atılan taşa değecek miydi bilmiyoruz. Çünkü toplantı, toplanamadan, toplatıldı. Türkiye'de sadece kitaplar değil, toplantılar da toplatılır bazen. Ne ki, Çiçek'in veryansını sayesinde, ana rahmindeki toplantı, eteğindeki taştan daha fazla kurbağa ürkütmeyi başarmış oldu. Sayılarla anlatayım: Türkiye'de Ermeni meselesiyle ilgilenenlerin sayısı, kupa finalini seyretmek için Olimpiyat Stadyumu'na gidenlerden daha fazla değildir. Türkiye'nin "aydınları" ile halk kitleleri arasındaki "ses mesafesini" hesaba katarsanız, böyle bir toplantının yaratabileceği muhtemel "zarar(!)", Adalet Bakanı'nın "hançer muhabbetinin" yarattığı "anomali"nin yanında solda sıfır kalırdı. Bir Adalet Bakanı'nın ağzından "hançerlendiği" ürküsüne sürüklenen milyonlarca kişinin "korkutulmasının" psiko-sosyolojik ve politik tahribatını nasıl hesap edeceksiniz? Korkarım en sonunda Türkiye evelallah yıkılmamış olacak ama milletin kafayı üşütmesi tehlikesi her zaman mevcut. Yahu, Başbakan kırk kere demedi mi, "Tarihçiler toplansın, tartışsınlar" diye... Başbakan, "Toplansınlar, kimseden korkumuz yok" diyor, Adalet Bakanı, "Toplananı oyarım" diyor. Ne oldu? Yoksa tarihçi İlber Hoca'nın işaret buyurduğu gibi, toplantıya filologlar falan sızdılar diye mi kızdı sayın Çiçek? Biz tarihçiler demiştik kardeşim, filologlar karışmasın bu işe! En arka sırada iki tane de jeologla, biyolog oturuyor sayın bakanım, kendilerine amatör tarihçi süsü vermişler! Son nokta: Bakan'ın hiddeti üzerine toplantıyı deracele iptal eden Boğaziçi Üniversitesi'nin çevikliği de tebrike şayandır. İyi ki ağırdan almaya kalkışmadılar, yok üniversiteler fikir bahçesidir, yok buralar özerktir, falan gibi kandırmacalara kapılmaksızın, ABS'ye asılıp vaziyeti kurtardılar. Belki konsoldaki "airbag"ler de açılmıştır, rektörlük canını zor kurtardı. İşiniz yok mu sizin yahu böyle netameli konulara giriyorsunuz. 5 yıldızlı cennet gibi okulda, kermes üstüne kermes düzenleyeceksin, fonda Mozart çalacak, dalgana bakacaksın. Bir "soykırım" tartışmasından, "entelektüel-kırım"a geçmek kolay değildir diye uyutmayın kendinizi sakın. Kolaydır, kolay.
|