Yoksulluğu önlemede aklımızı başımıza alma zamanı
Türkiye ekonomisi 2001'de yaşadığı derin krizin ardından 2002'de yüzde 7.9, 2003'te yüzde 5.9 ve 2004'te yüzde 9.9 büyüdü. Tüketici enflasyonu da 2001'deki yüzde 68.5 düzeyinden 2002'de 29.7, 2003'te yüzde 18.4 ve 2004'te yüzde 9.3'e indi. Enflasyondaki düşüşün ve büyümenin halka yansımadığı şikayetleri var. DİE'nin açıkladığı son veriler de, bunu doğrular nitelikte. 2003 yılı yoksulluk istatistikleri maalesef bu konuda kötüleşmeyi işaret ediyor. 2002'de yüzde 26.96 olan yoksulluk oranı 2003'te yüzde 28.12'ye çıktı. 18 milyon 441 bin olan yoksul insan sayısı 1 milyon 17 bin artışla 19 milyon 458 bine ulaştı.
Neden yoksulluk artışı? Krizden çıkılmasına, büyümenin sağlanmasına, enflasyonun gerilemesine rağmen yoksulluk neden artıyor? * En başta Türkiye'de gelir dağılımı bozuk ve bölgelerarası gelir eşitsizliği yüksek. Gelir dağılımındaki bozukluk alt gelir gruplarını yoksulluk sınırının altına itiyor. * Bizzat 2001'de yaşanan büyük kriz hemen herkesin olduğu gibi, geniş kitlelerin de gelirini azalttı, az yada çok olan servetlerini eritti. Doğal olarak alım gücü düştü. * Çalışanların reel ücretleri de krizde düştü. Yine DİE'nin hazırladığı Reel Ücret Endeksi, kamu ve özel sektör toplamı olarak 111.3 seviyesinden 2001 yılında 95.9'a geriledi. 2002 yılında bu gerileme 90.3'e ve 2003'te 88.3'e kadar sürdü. Yani çalışanların elde ettikleri gelirler reel olarak artmadı. Hatta azaldı. Endeks üzerinden meydana gelen düşüş yüzde 20. Bu, ücretlerde reel olarak beşte bir oranında kayba işaret ediyor. * Yoksulluğun artmasında işsizlik veya yeni iş yaratılamaması da çok önemli bir rol oynuyor. 2000 yılında 21 milyon 580 bin kişi olan istihdam edilenler 2001'de 56 bin azalmayla 21 milyon 524 bine düştü. 2002'de istihdamda 170 bin kişilik daha azalma meydana geldi ve çalışan sayısı 21 milyon 354 bine indi. 2003 yılında 207 bin kişi daha işinden oldu ve çalışan sayısı 21 milyon 147 bine geriledi. Yani üç yılda istihdamda 433 bin kayıp oluştu. Üstelik Türkiye'nin nüfusu her yıl yaklaşık bir milyon artarken. İşte yoksulluğu artıran en önemli neden de bu.
Özel yaklaşım gerekli Krizin yumruğunu yiyen, geliri ve serveti eriyen, işini kaybeden veya çalışamayan, çalışsa bile geliri azalan kişiler, büyümeden nasıl pay alsın ki? Çalarak veya gasp ederek mi? Son yıllarda bu tür krıminal olaylardaki patlama bu açıdan şaşırtıcı değil. 2004 yılı yoksulluk verileri gelecek yıl yayımlanacak ve belki bu konudaki kötüleşme duracak veya iyileşme başlayacak. Çünkü 2004'te 644 bin yeni istihdam yaratıldı. Emek yoğun bir sektör olarak inşaat sektörü canlanmaya başladı. Ancak kendiliğinden iyileşme, toplam nüfusun üçte birlik bölümünü yoksulluktan kurtarmaya yeterli değil. Konu yeni istihdam yaratılmasını ve gelir dağılımının düzeltmesini hızlandırmaya kadar özel bir yaklaşımı gerektiriyor artık. Türkiye'yi yönetmeye talip olanların bir projeleri varsa beri gelsin.
Sonuç "İşsizliğe şeytan iş bulur" Fransız Atasözü
|