| |
|
|
"Eli ve Beli Silahlı Kuvvetler" toplumu...
Şampiyonlar Ligi Kupası için yapılan maçı, Liverpool ve Milan taraftarı on binlerce Avrupalı, coşkulu eğlencelerle kutlayarak İstanbul'da izledi. Bunların arasında alkol duvarını aşanlar da sayısızdı. Maçın sonucu belli olduğunda ve Kupa'nın Liverpool'a gittiği anlaşıldığında, aralarında holiganların da bulunduğu İngiliz taraftarların coşkusu zirveye vurmuştu. Özellikle Taksim Meydanı sabaha kadar bir karnaval havası yaşadı. Ama bir tek silah patlamadı. Hiçbir maganda kurşunu, hiçbir çocuğu vurmadı. Çünkü Avrupa kentlerinden İstanbul'a gelen futbolseverlerin tabancaları yoktu. Aynı zaferi Liverpool bir İngiliz kentinde kazansaydı, orada da silahlar patlamayacaktı. Çünkü İngiltere'de silah yasaktır. İngiliz polisinin silah kullanması zorunlu hale gelirse, bunun için İçişleri Bakanlığı'ndan (Home Office) özel izin çıkarılır. Global terörizm tehdidi bile bu kuralı değiştirmedi. Peki ya bizde durum ne? Türkiye ise, hepsi de öldürmeye yetkili ve bazıları buna kararlı yerli malı James Bond'larla dolu. Uçağa binerken geçici olarak teslim edilen tabancalara bir bakın. Veya silahsız girilen bir toplantıda kapıda teslim edilen tabancalara bakın. Bu ne böyle? Sanki Türkiye Vahşi Batı'nın doğudaki uzantısı. Her gün bir haberde "Silahlar çekildi, ölü ve yaralılar var" diye ayrıntıları okumuyor musunuz? Turgut Özal hangi gerekçeyle Türk halkını silahlandırmanın yolunu açtı hatırlamıyorum. Ama bu gerekçe ne ise, sonucu felaket oldu. Türk halkı "Silahlı Sivil Toplum" haline dönüştü. Tamam, anladık. Diş fırçası kullanmayanlar da cep telefonu kullanıyor. Ama bu cep telefonu ile adam öldürülmez. Sadece "Ne haber, nasılsın" muhabbetleri ile insanların bütçelerinde yara açılır. Her konuşmadan da devlet anormal vergiler alır. Peki insanları öldüren, balkonda maçı kutlayan çoluk çocuğu vuran, düğün davetlilerini kırıp geçiren kurşunlardan da "Can Vergisi" mi alınmalı? Türkiye'de silah sanayisinin gelişmesi, magandaların silahlanmasına mı kaldı yani? Çocukları sokakta kavga ettiği zaman birbirlerine silah çeken, trafikte biri kırmızı ışıkta durunca onu vurmaya kalkan, rakip oto galerilerini tarayan magandalar mı, Türk silah endüstrisini kalkındıracak? Silah askerin, jandarmanın, polisin ve güvenlik sağlamakla görevli yasal yetkili personelin elinde, kutsaldır. Sınırları, can ve mal güvenliğini, ırzı, namusu, haneyi korur. Ama bir toplumun erkeklerini "Eli ve Beli Silahlı Kuvvetler" haline getirirseniz, silah ülkenin güvenliğine dönük bir tehdit aracı olur. Önerim şu: Tüm silah ruhsatları iptal edilip, bütün sivillerdeki silahlar toplatılsın. Yeni Ceza Yasası'na da, evinde ve üzerinde silah bulunanlara tecilsiz uzun süreli ağır hapis müeyyidesi getiren hükümler koyulsun. İftira ve hakaretten öteye "Aşağılama"yı da hapis cezasına konu ederken, bence bu "Eli ve Beli Silahlı Kuvvetler" meselesi de ihmal edilmemelidir.
|