Devenin eğri boynu...
Bir yaşıma daha girdim... Dün bir de baktım Yüksek Öğretim Kurulu Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylı Ermeni Konferansı için gayet bilimsel!!! bir açıklama yayınlamış... Ne diyor muhterem YÖK'ün muhterem bilim adamlarından oluşan Yüksek Kurulu?.. "Her türlü görüş ve düşüncenin ileri sürülemeyeceği anlaşıldığından konferans bilimsel değilmiş... Büyük bir talihsizlikmiş" falan filan... İstanbul'un Boğaz'a nazır Boğaziçi Üniversitesi'nde toplanacaktı bir grup Prof. falan... Bu arkadaşlar, Ermeni konusunda Türkiye gibi düşünmüyorlarmış... Onun için, konferanslarına çok havalı bir ad bulmuşlar... "İmparatorluğun Çöküşü Döneminde, Osmanlı Ermenileri... Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları..." Yerim ben böyle güzel ve hisli başlıkları... Boğaz'ın lacivert sularını seyrede seyrede arkadaşlar toplanacak ve hisli bir biçimde bilimsel sorumluluklarını yerine getireceklermiş... Ne demek bilimsel sorumluluk ve demokrasi sorunları... "Ben bilime karşı sorumluyum öyle Türkiye'nin tezi mezi tanımam" demeye getiriyor arkadaşlar... Gerekirse Ermeni Soykırımı da olmuştur derim gibisinden, aklı sıra Galileo'yu hatırlatan bir çıkış!!! ve duruş sergiliyorlar... Hani öyle bir havadalar ki, Boğaz'ın lacivert sularına bakarak, ayağımın altında dünyanın döndüğünü hissediyorum deyip ölüme mahkum olan Galileo'ya taş çıkartacaklar... "Boğaz'ın lacivert sularına kuşbakışı, Ermeni Soykırımı olduğunu hissediyorum" diyecekler... Kendilerini bir nevi Galilleo varsayıp hislenecekler...
Olsun varsın... 7 düvel, atıp tutuyor, onlar mı eksik kalacak?.. Onlar da konuşsun... Konuşmazlarsa hatırım kalır... Tabii, bunu kendim söylüyorum, kendim dinliyorum... Yüksek Öğretim'in pek muhterem Yüksek Kurulu, böyle toplantı olmaz demeye getirmiş... Toplantı bilimsel değilmiş... Yapılmaması hayırlı olurmuş... Hani deseler ki Türkiye'yi şu dünyada rezil etmek isteseniz ne yaparsınız?.. Ben "Ermeni Kongresi'ni yasaklarım" derim... Sağ olsun muhteremler de o mealde bir açıklama yapmışlar...
Yahu muhteremler ayıp değil mi bu yaptığınız?.. Siz kerli ferli, havalı, cakalı böyüük bilim adamları değil misiniz?.. Üniversiteler, her türlü bilim ve dahi saçmalama özgürlüğünün bulunduğu yerler değil mi?.. İnsanların, her görüşü seslendirebilecekleri, gerekirse saçmalayabilecekleri, saçmalaya saçmalaya gerçekleri bulacakları yerler değil mi?.. Adına onun için evrensellikten gelme anlamında üniversite denmiyor mu?.. Üniversite amfisi, devletin su işlerinin yukarıdan aşağıya ast-üst zinciri altında konuşulduğu Devlet Su İşleri konferans salonu mudur?.. Bırakınız 10-15 adam da saçmalama özgürlüğünü kullansın... Galileo'dan hislenip, bilimsel sorumluluk gibi, laflar etsin...
Hani deveye sormuşlar... Boynun niye eğri?.. Cevap vermiş: Benim nerem doğru ki... Birileri Ermeni Soykırımı diye atıp tutarken, sende de bazı aklıevveller hazır çıkmışlar, o minvalde bir şeyler geveleyecekler... Onlar gevelerken, 7 düvele çıkıp, "Değil soykırım, bende sallama ve saçmalama özgürlüğü bile var... Nah size pabuç gibi örnek..." demek varken, "Yasah yasah hemşehrim" deyip duruyorlar... Elin gavuru, Bu ne barbarlıktır deyip, inanmayacağı varsa inanıverecek, alim allah soykırım safsatalarına...
|