Psikoloğuna rüyasıyla nasıl mesaj gönderdi?
ARALIK Gönüllü Eğitim ve Kültürel Araştırmalar Derneği'nden psikolog İskender Savaşır; iki şaşırtıcı örnekle bilinçdışı ile rüyaların ilişkisini anlatıyor: Bizim, yani psikanalitik psikoterapi ile uğraşanlar açısından önemli olan, hatırlanan rüyanın kime, neyi anlatmak üzere hatırlandığıdır. Rüyanın muhatabı kim? Kuşkusuz, bu muhatap kişinin kendisi de olabilir -bilinç düzeyinde idrak edemediği bazı şeyleri de anlatmaya çalışıyor olabilir rüya kişinin kendisine, benliğine, bilincine... Örneklerle devam edelim: Yahudi bir kadına deli gibi aşık birini tanıyordum; hayatındaki en mutlu, en tutkulu ilişkiyi yaşadığını düşünüyordu. Bir gece rüyasında kendisini vahşi hayvanlar tarafından takip edildiğini gördü; bir çukura, hatta bir tuzağa düşmüştü. Rüyada ettiği cümle, "Eyvah, İsrail Devleti'nin ajanları beni burada da yakaladı" idi. Sonra da uyandı. Biz, rüyadaki sembollere genel anlamlar atfetmekten kaçınır, genellikle sembolleri kişisel çağrışımlardan hareketle yorumlamayı tercih ederiz. Ama sembollerin genel anlamları yine de yol gösterici olabilir; 'vahşi hayvanlar' genellikle kontrol edilmekte güçlük çekilen dürtülere işaret eder. Bu rüyada da olduğu gibi... Galiba, bu rüyada da, rüya uyanık bilince bir şey anlatmaya çalışıyor: Bilincin kendi kontrol edemediği dürtüleri yüzünden bir tuzağa, İsrail Devleti'nin, (Yahudi kadını hem ifade eden, hem gizleyen bir imge) kurmuş olduğu bir tuzağa düştüğünü anlatmaya çalışıyor.
SORUN YARATAN 'İSKENDER' Ama rüya bir ötekine de, bir şey anlatmaya çalışabilir. Şimdi vereceğim örnek, doğrudan bir terapi ortamından: Bir danışanım rüyasında Diogenes'i (Diyojen) görmüştü. Çağrışım sırasında Diogenes'in söylediği en ünlü cümleyi hatırladı: "Gölge etme başka ihsan istemem". Kime söylemişti Diogenes bu cümleyi -İskender'e... Demek ki, rüyayı gören terapistine (yani bana), terapinin yolunda gitmediğine dair açık bir mesaj veriyordu. Açıkçası, ben acemilik ettim ve bu mesajı almadım. Ve beklenebileceği gibi terapi yaklaşık iki hafta sonra sona erdi. Rüyayı görmekle rüyayı hatırlamak birbirinden farklı iki tür faaliyettir. Freud, rüya görmenin uykunun bekçisi, muhafızı olduğunu söylemişti. Rüyayı hatırlamak bu muhafaza işlevinin, kısmen de olsa aksadığı bir ana işaret eder (tabii, daha vahşi bir aksama, kâbustur.) Düşlerimiz düş olarak kaldıkları sürece, uykularımız da rahat olur.
|