| |
|
|
Boris sana kaşıkları verdi mi?
TEBESSÜM.
İstanbul'da yola çıkmadan önce, selofana sarılmış, içinde ne olduğu anlaşılmayan iki parmak kalınlığında ve bir parmak büyüklüğünde bir paket getirdiler eve. Getiren kişi "Bunu Bodrum'da gideceğiniz tekneye vereceksiniz" dedi. Ben bu minik paketi bilgisayar çantamın dibine atıp, unuttum. Bodrum'da teknesine gittiğimiz arkadaş bana "Boris sana kaşıkları verdi mi" diye sordu. Şaşırdım. "Boris kim, hangi kaşıklar" dedim. Meğer o minik pakette altı tane çay kaşığı varmış. Boris de, o kaşıkları bana bırakan ve arkadaşımın evinde çalışan hizmetkârmış. Aklıma CIA'nın Sovyet döneminde Moskova'ya gönderdiği ajanın hikâyesi geldi. Ajan yola çıkarken, Langley'deki CIA'cılar ona Moskova'da ne yapacağını anlatmışlar: - Gorki Caddesi 25 numaradaki binanın üçüncü katındaki kapıyı çalacaksın. Açan adama Rusça "Yağmur yağarken güneş olmaz" diyeceksin. O da sana "Güneş olunca yağmur yağmaz" diye cevap verecek. İşte bu adam Moskova'daki adamımız Boris'tir. CIA ajanı Moskova'da söylenen adresi bulup, kapıyı çalmış ve açana "Yağmur yağınca güneş olmaz" demiş. Kapıyı açan adam gülerek cevap vermiş CIA ajanına: - Siz herhalde casus Boris'i arıyorsunuz. O bir kat üstte oturuyor.
|