|
|
|
|
|
Bir ünlüler geçidi bir güzellik şöleni
|
|
Cannes, Amerikalılar'ın 'glamour- çekicilik' dedikleri cilalı ve parlak fasadla, sinema sanatının gerçek kriterlerini buluşturan büyük bir platformdu yine... Bu forumda, düzeyli bir şeyler yapmış olmak kaydıyla her şeye, herkese yer vardı.
Cannes 2005, hem sinema sanatı hem de gelip boy gösteren ünlüler açısından tam bir şölen gibi geçti. Tek eksiklik, eskisi gibi sahilde soyunup vücut sergileyen yıldız adaylarıydı. Belki vardı, ama ilgi çekmedi. Bu artık eskimiş bir olaydı anlaşılan... Ama filmler iyiydi ve hemen tüm starlar Cannes'daydı. Jüride ünlü Sırp yönetmen Emir Kusturica'nın başkanlığı altında Salma Hayek, Javier Bardem gibi oyuncular, Agnes Varda ve Fatih Akın gibi yönetmenler, Nobel'li yazar Toni Morrison gibi ünlü sanatçılar vardı. En büyük olay 'Yıldız Savaşları'nın gösteriminde yaşandı. Cannes tarihinde az görülmüş bir görkem ve patırtı içinde, festival sarayı filmdeki kılıklara bürünmüş bir birlik tarafından işgal edildi. George Lucas, Natalie Portman, Samuel L. Jackson, Hayden Christensen gibi ünlüler, çılgın bir kalabalık tarafından dakikalarca alkışlandı. Ve sinema tarihinin tüm rekorlarını altüst etmeye aday gemi, Cannes limanından yola çıktı... Üstelik George Lucas'ın Bush karşıtı politik sözleriyle farklı bir rüzgarı da arkasına alarak...
ROURKE'UN AHI GİTMİŞ VAHI KALMIŞ! Woody Allen hayatında ilk kez Cannes'a geldi ve çok alkış aldı. Amerikan sanatçılarından, Jim Jarmusch'un 'Kırık Çiçekler' filmiyle çok sempati toplayan büyük komedyen Bill Murray de, yanında filmin oyuncularından Sharon Stone, Tilda Swinton ve Julie Delpy'le gövde gösterisi yaptı. Baş döndürücü 'Sin City', yönetmeni Robert Rodriguez ve star oyuncuları Mickey Rourke, Clive Owen ve dilberleri Jessica Alba ve Britanny Murphy ile büyük ilgi topladı. Mickey Rourke'un onca içki ve uyuşturucu aleminden ve geçirdiği yüz ameliyatlarından sonra ahı gitmiş vahı kalmış denebilirdi!.. Kapanışta gösterilen 'Kromofobya' ise yine ünlüleri bir araya getirdi. Penelope Cruz göz kamaştırırken, Kristin Scott Thomas zarafetiyle ilgi topladı. Ayrıca Ralph Fiennes, Ben Chaplin, Damian Lewis gibi erkek ünlüler de olaya katıldı. İki ödül alan 'Üç Gömülme' filminin oyuncu-yönetmeni Tommy Lee Jones, 'Bir Şiddet Hikayesi'nin başarılı oyuncuları Vigo Mortensen ve William Hurt, son gün ortaya çıkıp ödülleri dağıtan geçen yılın Oscar'lı oyuncuları Morgan Freeman ve Hilary Swank, bir galada boy gösteren 'Umutsuz Ev Kadınları' serisinin seksi oyuncusu Eva Longoria, şu günlerde Cannes'da özel bir konser verecek olan Liza Minnelli, Çin sinemasının büyük yıldızı Gong Li, diğer sürpriz sanatçılar arasındaydı. Bu arada, Morgan Freeman'ın Cannes'da Fransız hükümetinden bir Legion d'Honneur nişanı aldığını da belirtelim. Festivalde Fransızlar da bol bol boy gösterdi. Emmanuelle Beart, Sabine Azema, Catherine Deneuve, Juliette Binoche, Jeanne Moreau, Amira Casar, Michel Piccoli, Daniel Auteuil, sık sık karşılaştığımız diğer ünlüler arasındaydılar. Basın toplantıları adam almazken, akşam ve gece yapılan galalar, smokin mecburiyetine rağmen yine hıncahınç doldu. Cannes, Amerikalılar'ın 'glamour- çekicilik' dedikleri cilalı ve parlak fasadla, sinema sanatının gerçek kriterlerini buluşturan bir büyük platformdu yine... Bu forumda, düzeyli bir şeyler yapmış olmak kaydıyla her şeye, herkese yer vardı.
DÜNYA ÜNLÜLERİNİ BULUŞTURAN SİRK Nitekim Irak'ın küçük bir köyünden gelen yönetmen Hiner Saleem de (önceki filmi 'Vodka Limon' şu sıralarda sinemalarımızda oynuyor), yeni filmi 'Sıfır Kilometre' ile festivalde yer aldı, baş oyuncusu, bir Türk sanatçısı olan Kürt kökenli Nazmi Kırık ise o ünlü kırmızı halıları çıkarken eğilip halıyı öptü. Çünkü Cannes bir büyük rüya, dünya ünlülerini buluşturan bir büyük sirkti. Ama onca ünlü arasında, hiç tanınmamış mütevazı kişilikler de orda kendilerine yer bulabildi. Yeter ki sanatın kendine özgü diliyle ve tüm insanlığa bir şeyler veren gerçek bir yapıtla ortaya atılmış olsunlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|