|
|
Kafam sağlam değil ki, vücudum olsun!
Hiçbir zaman sportmen bir birey olamadım bugüne kadar. Topla, koşu ayakkabılarıyla, tenis raketleri, step tahtalarıyla ilişkim, uzaktan bakışma yoluyla oldu hep... Fakat tabii artık yaş hanesindeki ilk rakam 3'le anıldığı için bedende hafif hafif deformasyon da başlamadı değil. Tamam, tamam hafif falan değil, bayağı sarkmaya başladım yahu... Vücudum bana olmadık oyunlar oynamaya başlayınca da bu ihanet karşısında panikleyiverdim. Ve dün kendimi görkemli bir spor merkezinin kapısında buldum. Bilgileri aldım ve "koşarak" oradan uzaklaştım. Çünkü içerideki atmosfer tıpkı George Orwell'ın 1984'ünde anlattığı dünya gibiydi. Tepelerde Big Brother benzeri monitörler, tuhaf, uzay araçları gibi kocaman yürüme bantları, bisikletler ve tırmanma aletleri üzerinde, gözünü sağlıklı yaşam hırsı bürümüş asık yüzlü, negatif enerji yaydıklarını iliklerimde hissettiğim, sanki oradaki herkesten nefret ediyormuş gibi bakan insanlar. Yok yok, bu spor işi bana göre değil. Hırs lazım, azim lazım, lazım da lazım. Ben en iyisi şöyle bir Kordon'a uzayayım, arkadaşlarımla buluşayım, fındık, fıstık, patates kızartması eşliğinde birayı sohbete katık edeyim, sonra da eve gidip yan gelip yatayım. En iyisi!
|