| |
Ne bahar kaldı, ne de yaz geldi
Yaz mevsimini denizde açmak ümidiyle, hafta sonunu geçirmek için uçağa atlayıp önce Bodrum'a geldim. İlk elde, havacılıktaki istikrarın sürdüğünü görüp mutlu oldum. THY'nin Bodrum uçağı, geçen turizm mevsimindeki gibi yine gecikmeli kalktı. Önce 20 dakika gecikme duyurdular. Neticede bir saat gecikme ile havalandı uçak.. Bodrum bu yıl mevsim başlamadan yabancı turistlerle dolmuş. Bu iyi haber. Kötü habere gelince, yol yapım ve bakım çalışmaları bitmemişti. Bodrum'un ana girişi kapalıydı ve trafik zorlanmaktaydı. Her yıl bu tabloyu gördüğüm için çok şaşırmadım. İçimden "Bu da geçer" dedim. Esnafa ve turizmcilere hayırlı bir sezon diledim. Bodrum Kalesi'nin açığında arkadaşım teknesiyle beni bekliyordu. Bir motora atlayıp ona ulaştım. Amacımız, sakin bir koy bulup, denize girmekti. Ama hava bulutlu ve soğuktu. Bodrum'da denize girmek ve güneşlenmek hayaldi. Bu arada yağmur da çiseliyordu. Yine de şükrettim. Ya kar yağsaydı? Göcek'e gitmeye karar verdik. Daha güneye inince havanın ısınacağı hesabını yaptık. On saate yakın yol yaptıktan sonra Göcek'e geldik, demir attık. Burası Bodrum'dan da daha soğuktu. Yanıma bereket bir ceket almıştım. Keşke palto da alsaymışım diye düşündüğüm anlar olmadı değil. Aslında bu duyguyu yadırgamadım. İlk, orta ve liseyi Ankara'da okurken, hep İstanbul'da Boğaz'da denize girmenin rüyasını görürdüm çocukluğumun kışlarında. Ankara'da dondurucu soğuk varken gördüğüm bu rüyalarda, denize palto ile girerdim. Bu defa Göcek'te denize falan girmedim. Teknenin güvertesinde oturup rüzgar yerken, arkadaşlarla dünyayı ve memleketi kurtardık bol bol. - Amerika demokrasiyi ihraç edeceğini söylerken, neden Özbekistan'daki rejime destek veriyor? - Tayyip Erdoğan Bush'la arayı düzeltmeye çalışırken, neden Emine Erdoğan Suriye'ye gidiyor? - Suriye'de Baas rejiminin talimatı ile öğrenciler sokağa dökülüp alkışladılar diye, Cumhurbaşkanı Sezer gerçekten kendisinin Suriye'de çok sevildiğini zannediyor mu? - Amerika "Hızlı Savaş" teorilerini acaba İran'da uygulamaya kalkışacak mı? - Çin rekabetine dayanamayan İtalyan tekstil işletmeleri birer birer kapanırken, acaba Türkiye'deki orta boy üretimciler ne kadar direnebilecek? Teknenin güvertesinde böyle şeyleri konuştuk. Bir arkadaş da "Göcek Nostaljisi" yaptı. Nerede o eski Göcek'in görkemli yatları? Nerede Dalaman hava alanına inip kalkan özel jetler? Tenderlerle yapılan akşam üstü ziyaretleri nerede? Böyle şeyler söyledi ve 2001 Krizi'nin kimleri nasıl vurduğunu yine sıraladı. Ama Göcek'te değişmeyen şeyler de vardı. Teknelerdeki insanlar yine sürekli kilo aldıklarından yakınıyor, diyete girdiklerini anlatıyor ve yemek vakti geldiğinde yine tıka basa yiyorlardı. Özetle Göcek'in İstanbul'dan farkı yok henüz. Burada da denize giremiyoruz.
|