|
|
|
|
|
Sizin için seve seve
|
|
Yıllar yıllar önce Richard Williams, televizyondaki tenis maçını görüp eşi Oracene'e der ki, "2 kızımız olsun ve onları tenisçi yapalım". Bu ilahi (!) sözlerin ardından 2 yılda 2 kız çocukları olur Williams çiftinin. Ve yaşamını işçilikle kazanan Richard Williams, kitaplardan tenis öğrenip kızlarını yetiştirir. Kızlarını hepiniz tanıyorsunuz: Venus ve Serena. 2000 ve 2001 yıllarında Wimbledon ve Amerika Açık Tenis Turnuvaları'nı kazanan Venus Williams var karşımızda. İlk önce söze İstanbul'dan giriyoruz ve hakikaten Venus'ın kültür ve tarih konusunda gerçek anlamda bir fanatik olduğunu farkediyoruz, "Buraya gelirkençok heyecanlandım. Zaten tenisin güzelliği bu. Devamlı farklı yerler görüyorsunuz. Burasını da bir macera olarak gördüm. Türkiye'ye keşke daha erken gelebilseydim. Efes'i görmeyi çok istiyorum." Peki ya Boğaz Köprüsü'nde yaptığı mini maç? Venus, Boğaz Köprüsü'ne doğru giderken öyle heyecanlanmış ki, "Yolda içim içime sığmıyordu. Çok farklı bir duygu. Avrupa'dan servis atıp Asya'ya gönderiyorsunuz". Bir anda aklımıza bir fikir geliveriyor. Acaba Venus, Türkiye için bir tanıtım filminde oynar mı? "Tabii ki oynarım" diyor gülerek, "Hem de büyük keyif alarak". Turizm Bakanımız'a mesaj gidiyor herhalde. Türkiye'detenise ilgiyi nasıl bulduğunu soruyoruz. "Futbola olan ilgi çok büyük burada. Turnuvalardan tanıdığım İpek Şenoğlu'yla konuştum. Onun amacı da daha çok genci bu spora çekebilmek. Tribünlerdeki seyircilere bayıldım." Konuyu Venus'e getiriyoruz. Onun ve Serena'nın varlığının ABD'deki siyah gençleri tenise yöneltip yöneltmediğini merak ediyoruz, "Farklı kültürlerin katılımı tenisi daha da renklendirecektir. Ama şöyle bir sorun var. Tenis pahalı bir spor ve alt gelir grubundakilerin bu spora başlaması kolay olmuyor." Açıkçası bir maç kaybedince neler yaptığını merak ediyoruz. "Kaybetmenin iyi bir şey olduğunu söyleyemem. Yani maçbittiğinde rakibin elini sıkarken bile sıkıntılı oluyor. Ama hep kazanırsanız bu sizin gelişiminizi kötü etkiler. Bu yüzden de galiba yeniden motive olmak ve kendinizi geliştirmek için bazen yenilmek faydalı olabiliyor." Williams artık o kadar profesyonel hale gelmiş ki uğuru falan kalmamış. "Bir zamanlar aynı elbise, aynı ayakkabı gibi uğurlarım vardı. Ama böylece stilimi kaybettiğimi düşünmeye başladım ve bu tip şeyleri bıraktım." Ya sakatlıklar? Venus Williams'ın kariyerinin son döneminde düşüş yaşamasının en büyük nedeni. Williams, bunun da sporun bir parçası olduğunun farkında, "Sakatlıklarım neyse kiartık geçti. Ama o dönemde büyük hatalar yaptım. Dinlenmem gereken dönemlerde Tur'dan kopmamak uğruna maçlara çıktım. Bu da sakatlığımı daha da kötü hale getirdi." Kendisine teniste en beğendiği ve beğenmediği özelliklerini soruyoruz, "Savaşçı ruhum en iyi tarafım. Böylelikle kritik anlarda pes etmiyorum" diyor ve ekliyor, "Ama öyle anlar geliyor ki çok sık basit hata yapmaya başlıyorum ve inanın o anlarda kendimi vurmak istiyorum." Onun bu isteğinin ciddi olmamasını dileyerek teşekkür ediyoruz. Umarız gelecek yıl İstanbul Cup'ın ikincisinde onu ve hatta kızkardeşi Serena'yı da görürüz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|