Unicredit Bank'tan uyarılar
Koç Finansal Hizmetler'in ortağı İtalyan bankacılık grubu UniCredit, Türkiye ekonomisindeki makro ekonomik gelişmelerin olumlu olduğunu, ancak dış politikadaki gelişmelerin, piyasalarda geçici de olsa olumsuz etki yapabileceğini bildirdi..
UniCredit tarafından yapılan analizde, Fransa'da 29 Mayıs'ta yapılacak referandumda AB Anayasası'na ''Hayır'' denilmesi gibi dış politikaya ilişkin gelişmelerin piyasalara olumsuz etkisinin olabileceği, ancak bu etkinin geçici olacağı vurgulandı.
Analizde, referandumların geçici etkisinin, yurtdışına ihraç edilmiş olan Türk tahvilleri üzerinde kısa vadede olumsuz bir etkisi bile olsa Türkiye'nin uzun vadede ''pozitif'' görünüme sahip bir ülke olduğu kaydedildi.
YENİ STAND-BY ANLAŞMASI
IMF tarafından onaylanan, 10 milyar dolarlık finansmana sahip yeni Stand-by anlaşmasının, Türkiye'nin borç geri ödeme yükünü hafifleterek, borç finansman yapısını güçlendireceğinin belirtildiği analizde, bu durumun, Türkiye'nin Cari İşlemler Açığı'na da olumlu katkı sağlayacağı ifade edildi.
IMF'ye en yüklü geri ödemelerin bu yıl, özellikle de içinde bulunduğumuz Mayıs ayında olduğunun hatırlatıldığı analizde, Mayıs ayına ait 2.1 milyar dolarlık ödemenin 1.5 milyar dolarlık kısmının halihazırda ödendiği kaydedildi.
IMF'ye diğer geri ödemelerin ise Ağustos'ta 1.7, Kasım'da 1.8 milyar dolarlık dilimler halinde olduğu belirtildi. Analizde, Stand-by'ın, borç yükünü hafifletmedeki en önemli sonucunun, Türkiye'nin, gelecek üç yıl içindeki 20 milyar dolarlık IMF borç geri ödemesini, 10 milyar dolara indirmesi olarak görülebileceği vurgulandı.
CARİ İŞLEMLER AÇIĞI
Analizde, Cari İşlemler Açığı'nın, Türkiye ekonomisinin önündeki en önemli risklerden biri olarak görülmesine rağmen abartılmaması gerektiği, çünkü bu açığın, ihracattaki performans artırılarak ve Stand-by'ın finansman imkanları kullanılarak daraltılabileceği vurgulandı. Doğrudan ve dolaylı yatırımların artmasının da bu açığın finansmanında etkili olacağı kaydedildi.
DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE
Analizde, bu yılın ilk çeyreğinde, Türkiye'ye 500 milyon doların üstünde bir doğrudan yatırım girişi olduğu kaydedilirken, Renault ve Hyundai'nin başını çekeceği otomotiv sektöründeki ilave yatırımlar, özelleştirme ile bankacılık sektöründeki birleşmeler ve yabancı sermaye girişleri sonucunda, toplam doğrudan yabancı sermaye girişinin bu yılın sonunda, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) yüzde 1'ine ulaşabileceği de ifade edildi.
|