|
|
|
|
Tarımda ürüne destek dönemi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bundan böyle tarım politikalarını belirlerken ve uygularken, popülist yaklaşımlarda bulunmak, siyasi menfaatleri ülke menfaatlerinin önüne koyarak hareket etme lüksümüz yoktur'' dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, tarım konusuna değindi. AB üyeliği hedefine adım adım ilerleyen Türkiye'de tarım sektörünün de kendini yenilemesi gerektiğini belirten Erdoğan, Hükümetolarak Türk tarımının dertlerine çare bulmak, çağdaş bir tarım düzenine geçmek için önlerine somut hedefler koyduklarını anlattı.
Yüksek Planlama Kurulu'nun (YPK) 2006-2010 arasındaki dönemi kapsayan ''Tarım Stratejisi Belgesi'' hazırladığını, bunun tarım için ilk adım olduğunu kaydeden Erdoğan, ayrıca bu yıl Tarım Çerçeve Kanunu'nu da çıkararak planların altyapısını da hazırlamış olacaklarını bildirdi.
Erdoğan, ''Bakınız Türkiye, merhale merhale yeni bir tarım dönemini başlatacaktır. Uluslararası şartlara uygun, rekabete açık, iyi organize olabilen, sürdürülebilir bir tarım düzenine geçmek konusunda son derece kararlıyız.
Bu planlamaları başarıyla hayata geçirmemiz, sadece tarım sektörümüz için değil, ekonomimizin bütünü için de hayati öneme sahiptir. Çünkü nüfusumuzun yarıya yakını halen tarım sektöründen geçimini sağlamaktadır. Onun için kaybedecek hiç vaktimiz yok, önümüzdeki dönem ülkemiz için, tarımımız için son derece kritik bir dönemdir'' dedi.
TÜRKİYE'NİN YERİ
Erdoğan, muhalefet çevrelerinin ''siz çiftçiyi gerekli şekilde desteklemiyorsunuz'' diyebileceklerine işaret ederek, şöyle konuştu:''Türkiye, şu anda gelişmiş ülkeler içinde ne bir ABD'dir ne de Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinden bir tanesidir. Onların sağladığı sübvansiyonu aynı şekilde biz sağlayamayız. Bizim şu anda şekerimizin tonunun kaça imal ettiğimiz, Türkiye'ye ithal edilen şekerin tonunun ne olduğunu karşılaştırdığımız zaman, neredeyse aradaki fark dörtte birdir. Bu kadar korkunç farkın olduğu bir yerde, Türkiye bunu nereye kadar sübvanse edebilir. Eğer biz bunu sübvanse etmeye devam edersek, bir tarafı sübvanse ederken diğer tarafı çökertmiş oluruz. Yapılması gereken alternatif ürünlere yönelmektir.
Eğer Türkiye parayı ve bilgiyi başarıyla yönetemezse geleceğimiz karanlık olur. Bundan önce ödediğimiz bedelleri ödemeye devam ederiz. Ama biz parayı ve bilgiyi başarıyla yönetebilirsek, insanı başarıyla yönetebilirsek, o zaman ülkemizin geleceği aydınlık olur. Bu aydınlık gelecekte de biz bu sübvanse noktasındaki oranlarımızı daha da arttırma imkanını bulabiliriz. Ama bu bir süreçtir. Biz bu sürece doğru ilerliyoruz. Dikkat ederseniz kimse bize (Neredesiniz, şunu yapamadınız, bunu yapamadınız, nerede parasal noktadaki destekler?) diyemez. Biz bir defa işimizi iyi biliyoruz, dersimizi iyi çalışıyoruz. Nerede ne eksik var, bunun farkındayız.''
'HEDEFLERİ YAKALADIK, YAKALIYORUZ'
Erdoğan, 3 Kasım seçimleri öncesinde meydanlarda ''3 yıl bizden parasal noktada dar gelirlimiz çok şey beklemeyecek. Ama 3. yılın sonunda ceplerinizde bir şeylerin olmaya başladığınızı göreceksiniz'' dediklerini hatırlatarak, ''Şu anda hedefi yakaladık, yakalıyoruz. Çarşı, piyasa bunu söylüyor. Başka sıkıntılar oluşmadı mı? Oluştu. Küçük esnafın sıkıntıları var'' dedi. Türkiye'nin şu anda yapısal değişim yaşadığını, vatandaşın tüketimanlayışının değiştiğine işaret eden Erdoğan, gayrimenkul ve otomobil alımına yönelen dar gelirlilerin küçük esnafa yönelik alışverişini kıstığını söyledi.
Erdoğan, ''Bundan böyle tarım politikalarını belirlerken ve uygularken popülist yaklaşımlarda bulunmak, adeta siyasi menfaatleri memleket menfaatlerinin önüne koyarak hareket etme lüksümüz yoktur. Türkiye'nin bütün bireyleriyle sağduyu ve dikkati elden bırakmaması gereken bir kavşağa gelmiştir. Bugün zamanımızı, kaynaklarımızı, enerjimizi suiistimal ederek, geleceğimizi kaybetmeyi göze alamayız. Her kuruşun hesabını iyi yapmak, bu hesabı yaparken de resmin tamamınıgörmeyi asla ihmal etmemek durumundayız'' diye konuştu.
'GELİR DESTEĞİ UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLECEK'
Erdoğan, Doğrudan Gelir Desteği uygulamasından aşamalı olarak vazgeçeceklerini, destekleme bütçesinin yüzde 80'lik kısmını oluşturanve görüldüğü üzere fonksiyonel olmaktan giderek uzaklaşan bu desteğin oranı bu yıl yüzde 55'e, gelecek yıl da yüzde 45'e kadar düşürüleceğini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, buradan arttırılan kaynakla daha fonksiyonel, verimli, doğru olduğuna inandıkları Kırsal Kalkınma, Ürün Sigortası, Çevresel Amaçlı Tarımsal Alanların Korunması gibi yeni destek ve ödemesistemleri geliştireceklerini ifade etti. Erdoğan, ''İnanıyorum ki bu yeni anlayışla desteklenen tarımımız için 2005 yılı yeni ve parlak birdönemin başlangıç yılı olacaktır. Bundan böyle araziye destek dönemi bitiyor. Bundan böyle ürüne destek dönemi başlayacak'' dedi. Tarım Şurası'nda mazot ve gübre konusunda verdikleri sözün arkasında olduklarına işaret eden Erdoğan, ''Ama her şeyin bir zamanlaması var. Biz de zamanlamayı kendimize göre yaptık ve bunu açıklamak durumunda değiliz. Bazı şartlar, bizi belli kararları almayaitiyor. Şu anda şartlarımızı olgunlaştırdık. Uzman ve bakan arkadaşlar, çalışmaları bitirmek üzereler. Birkaç hafta içinde gübre ve mazot desteğinin ne olabileceği konusunu çiftçilere açıklamış olacağız'' diye konuştu.
|
|
|
|
|
|
|
|
|