Gerçek elmas su gibi olur
Dünyanın en ünlü elmas ustası Gabi Tolkowsky, bu taşın inceliklerini anlattı.
Gabi Tolkowsky, dünyanın en değerli elması kabul edilen Centenary'nin de ustası. Tolkowsky 6 kuşaktır bu mesleği yapan bir aileden geliyor.
Elmasa elleriyle hayat veriyor
Gabi Tolkowsky altı kuşaktır elmas kesim ustalığı yapan bir aileden geliyor. İşine aşık olan Tolkowsky, elmaslarla konuştuğunu söylüyor.
Yunanlılar elmasın tanrıların gözyaşları olduğuna inanırmış... Nadide ve güzel olmasının yanı sıra, birçok kişi de yıllarca elmasın sihirli olduğunu sanmış. Çünkü hiçbir alet onu kesememiş, en kızgın ateşler bile üzerinde bir iz bırakamamış. Taa ki sanatkarlar kesme ve cilama tekniklerini keşfedinceye kadar... Polonya asıllı, Belçikalı Gabi Tolkowsky de dünyanın en önde gelen elmas kesim ustalarından biri. Pırlanta Merkezi De Beers'in davetlisi olarak İstanbul'a gelen Tolkowsky, bugüne dek pekçok kıymetli elmasa şekil vermiş. Bunlardan ikisi ise mücevher tarihinde büyük önem taşıyor. İlki dünyanın en temiz ve en pahalı elması kabul edilen Centenary, diğeri de dünyanın en büyük sarı elması olan Golden Jubilee. Centenary elmasına şekil vermek için tam üç yıl uğraşan Tolkowsky, kesimin neden bu kadar uzun sürdüğünü sorduğumuzda, "Çünkü bir elmasa şekil vermeden önce, onunla konuşmanız gerekir. Siz sabah sorarsınız, o ertesi akşam cevap verir... Her elmasın bir karakteri, kişiliği vardır. Ona bakmadan, onu dinlemeden elmasa istediğiniz şekli veremezsiniz. Eğer konuşursanız o da sizinle iletişim kurmaya başlar ve ışığını daha çok saçar" diyor.
BABA MESLEĞİ Altı kuşaktır elmas kesim ustası olan Tolkowsky ailesinin son ustası, 16 yaşından beri bu mesleğin içinde. Amcası Marcel Tolkowsky dünyada en çok ilgi gören ve ışığı en mükemmel şekilde yansıtan, yuvarlak pırlanta kesimin yaratıcısı. 15 kişilik bir ekiple çalışan Belçikalı kesim ustası, bu işin tek başına yapılamayacağını söylüyor. "Elması kesebilen tek şey yine elmastır" diyen Tolkowsky, taşa şekil vermek için elmas tozlarını kullanıyor. Hazır onu yakalamışken, gerçek pırlanta ile sahtesini birbirinden nasıl ayıracağımızı soruyoruz. Tolkowsky, "Bunun için uzman olmanız gerek. Ama iyi pırlanta su gibi berrak, derinine baktıkça tıpkı kristal gibi renkli ışık hareleri olandır" diyor ve ekliyor "Ama mutlaka bildiğiniz veya tavsiye edilen bir mücevherciye gidin. Tanınmış, mücevherleriyle ünlü hiçbir mücevher mağazası size sahte bir taş vererek adını lekelemeye kalkmaz."
AŞKI TEMSİL EDİYOR Pırlantanın bir kadın için çok şey ifade ettiğini söyleyen ünlü kesim ustası, mücevherlerin kadının varlığının bir parçası olduğu görüşünde. "Örneğin Elizabeth Taylor... O kadar güzel bir kadının güzel görünmek için pırlantalara mı ihtiyacı vardı? Elbette hayır... Ama pırlantayı başkalarına güzel görünmek için takmaz kadınlar. Kendilerini mutlu ve güvenli hissetmek için takarlar. O yüzden her kadın mutlaka bir pırlantası olsun ister!" Mutsuz pırlanta olmadığını, pırlantanın aşkı ve coşkuyu simgelediğini söyleyen Gabi Tolkowsky, pırlanta yüzüğün neden evlilik teklifi anlamına geldiğini ise söyle açıklıyor: "1477 yılında Avusturya arşidükü Maximillian, sevgilisi Mary'ye tarihteki ilk pırlantalı nişan yüzüğünü hediye etmiş. Bir evlilik teklifi üzerine armağan ettiği bu pırlanta yüzük herkesin büyük beğenisini toplamış. O günden bugüne de bu bir gelenek halini almış. 19.yüzyılda ise Napoleon oğullarının doğumunda karısına pırlanta yüzük hediye edince, pırlanta evlilik ve doğum kutlamalarının klasikleşen hediyesi olmuş."
|