| |
|
|
Genç annenin hıçkırıkları
Göksu Parkı'ndan çıkıyorduk ki... Genç bir kadın "bir dakika" diye peşimizden koşturdu. Kucağında çocuğu vardı. Çocuğun ağzında da emzik. Melih Gökçek'ten "yalvarırcasına" bir istekte bulunuyor, bu arada "ne olur, beni destekleyin" dercesine, göz ucuyla bize bakıyordu: - Kocamın mesleği şoförlük... İşsiz... Eve ekmek getiremiyor... Kahroluyor... Boşanmanın eşiğine geldik... Elinizi, ayağınızı öpeyim, kocama bir iş.
Gökçek "bacım, belediyede iş yok" dedi. Sonra "adamlarına" döndü: - Bu hanımın kocasının adını, adresini alın... Belediyeye iş yapan yerlerin birinde iş bulabilir miyiz, bakalım. "Bu kadarı bile" kadına yetmişti. Başladı ağlamaya. - Sağ olun... Allah razı olsun. Ve "bir ricam daha var" diye hıçkırarak devam etti: - Yavruma, kaynanam bakabilir... Ben de çalışmak istiyorum... Yoksa, yuvam dağılacak. Gencecik kadının, o halleri bütün gece rüyalarımıza girdi... Uyumadık. Allah kimseyi "açlıkla... İşsizlikle" terbiye etmesin. Ve "ülkeyi yönetenler" bilsin ki... "O kadın... O kadın gibi yüz binlerce insan" iş derdinde. "AB... Faizin düşüşü... dolardaki istikrar" onları mutlu etmeye yetmiyor.
|