| |
|
|
Rezerv-seçim ilişkisi
Ekonomi yazarlarının IMF ile imzalanan anlaşmayla ilgili yorumlarını dikkatle okuduk ve çoğunda aynı cümleyle karşılaştık: "Üç yıl daha kemer sıkacağız." Görebildiğimiz kadarıyla yalnızca iki yazar, SABAH'ta Gazi Erçel ve Milliyet'te Faik Öztrak, niyet mektubundaki can alıcı bir hedefi öne çıkardılar: "Ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artırma ve IMF'den kaynak kullanımını sona erdirme stratejisinin parçası olarak uluslararası rezerv pozisyonlarının güçlendirilmesi..." Ne de olsa işin içinden geliyorlar. Biri Merkez Bankası eski Başkanı, diğeri Hazine eski Müsteşarı. Artık tek unvanı "BM Kalkınma Programı'nın 15 Ağustos'ta göreve başlayacak Başkanı" olan Kemal Derviş dün kahvaltılı sohbetimiz sırasında bu hedefin önemini vurguladı, "Herhalde döviz alımlarını hızlandıracaklar. Ama piyasada dengeyi sağlamak için değil, biriktirmek, rezerv çoğaltmak amacıyla" dedi, ekledi: "Doğru. Yüksek döviz rezerviyle, kriz riskini epeyce azaltırsınız." Gerçekten de ekonomik krizle tökezleyen ülkelerin, ayağa kalktıktan sonra ilk işleri rezervlerini güçlendirmek oldu. Örneğin Rusya'nın döviz rezervleri bugün 144 milyar doları aştı, Çin'in ise 614 milyar doları. 1997'de krizin silip süpürdüğü Asya ülkelerinin merkez bankalarında toplam, 2.5 trilyon dolar birikti. Dünya rezervlerinin yüzde 70'i. Başkan Lula'nın 1.5 ay önce "Artık kendi ayaklarımız üstünde durabiliriz" diyerek IMF'yi uğurladığı Brezilya ise bu kararı 54.5 milyar doları geçen, yıl sonunda 70 milyar doları bulması beklenen döviz rezervlerine güvenerek aldı. Anlaşılan o ki hükümet bir yandan rezervleri dış şoklara karşı dalgakıran işlevini görecek düzeye getirecek, bir yandan da "Evin içine çekidüzen verme" operasyonlarını hızla tamamlayarak, Erdoğan'ın ikinci Lula olmasını amaçlıyor. Niyet mektubundaki "IMF'nin açtığı 10 milyar dolarlık yeni kredinin bir bölümünün kullanılmasına ihtiyaç kalmayabileceği" ifadesi de, o özlemin dışa vurumu. Yine Erçel'in geçenlerde dile getirdiği görüşe katılıyoruz: Standby üç yıllık hazırlandı ama hükümet iki yıl sonra IMF ile el sıkışabilir. Zaten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya'nın dün yaptığı açıklamada da bunun mesajları var: İcraatlar iki yıllık takvimde tamamlanacak. Sonra IMF'siz birkaç ay balayı ve ardından da...
|