|
 |
 |
 |
 |
|
Oğlunu ödüllerle yaşatacak
Tiyatro sanatçısı Selçuk Uluergüven, tiyatro sahnesinde, başına dekor düşerek hayatını kaybeden oğlu Eren'in adını yaşatmak için elinden geleni yapıyor. Oğlu adına tiyatroda "Genç Kuşak Ödülü" adlı bir proje hazırlayan yılların tiyatrocusu, bu proje için destek bekliyor.
Tam 43 yıldır tiyatro dünyasının içinde olan bir isim Selçuk Uluergüven... Bir ekran klasiği olan 'Bizimkiler' dizisinde oğluna sürekli 'Dunkof' diye hitap eden Davut karakteriyle hafızalarda yer eden Uluergüven, yıllarca ekranların vazgeçilmez yüzlerinden biri oldu. Sayısız projenin içinde yer almasına rağmen göz önünde olmaktan hep kaçındı. Öyle ki, kimse onun kendi gibi tiyatroya meraklı bir oğlu olduğunu bilmedi. Eren Uluergüven de babası gibi mesleki tercihini tiyatrodan yana kullanmıştı. Fakat onun oyunculuk kariyeri, babasınınki gibi uzun sürmedi. Öğrencisi olduğu Pera Güzel Sanatlar'da bir oyun provası sırasında üzerine düşen dekor yüzünden hayatını kaybeden Eren, 21 yaşında son oyununu oynadı. Yaşadığı bu acı olaya rağmen mesleğine ara vermeyen Selçuk Uluergüven'in şimdi hayattan tek beklentisi, oğlunun adını yaşatmak...
* Şimdiye kadar kaç projede içinde yer aldınız?
1962'de Ankara Meydan Sahnesi'nde oyunculuğa başladım. Tiyatro oyunu olarak çok projenin içinde yer aldım. Açıkçası kaç projenin içinde yer aldığımı bile bilmiyorum. Çünkü o tarihlerde tiyatroya inanılmaz bir ilgi vardı.
'MEDYATİK YÜZ ŞART DEĞİL'
* Şimdi ise tiyatrolara ilginin artması için medyatik yüzlere ihtiyaç olduğu düşünülüyor. Siz bu fikre katılıyor musunuz?
İstanbul'da insanların tiyatroya gitmemesinin birçok sebebi var. Herkes evinde televizyon izlemeyi seviyor. Bunun dışında trafik sorunu çok önemli sebeplerden biri. İstanbul'da bir yerden bir yere gitmek gerçekten zor. Eskiden Beyoğlu'ndaki oynumuza Kadıköy'den seyirci geliyordu. Şimdi Kadıköy'den bir seyirci tiyatroya giderken bilet parasının iki misli yol parası ödüyor. İnsanlar paralarını tiyatroya ayıramıyor. Ama şehir ve devlet tiyatrosuna inanılmaz bir ilgi var. Yani ille de tiyatroda medyatik yüzler olacak diye bir şey yok.
* Yıllarını bu işe veren kimi tiyatrocular hakettikleri değeri görmemekten yakınır. Sizin de böyle sıkıntılarınız var mı?
Türkiye'de hak ettiğiniz yere gelmeniz zor. Yani Türkiye'de bir yerlere gelmek hele bizim mesleğimizde sadece yeteneğinizle olacak şey değil. Başka ilişkiler ve magazinsel hayat yaşamak söz konusu. Bizim içinse yetenek, sahnede olmak Türkçe'yi iyi konuşmak önemli. Türkiye'de adam başrol oynuyor ama kendisi konuşmuyor. Üstelik de öyle insanları başrol oynatıyorlar ki beşinci dizisini çekmiş beşi de tutmamış. Ve o hâlâ 'Ben oyuncuyum' diye ortalıkta geziyor. Gel de sinirlenme!
'REKLAMI İZLEMEK MUTLU EDİYOR'
* Oğlunuz Eren, sanat uğruna hayatını kaybetti. "Keşke başka iş yapsaydı" dediğiniz oldu mu?
O olay hayatta yaşayacağım en büyük darbe. Ama hiç "Keşke bu işi yapmasaydı" demedim. Tersine onu kaybetmemize rağmen oğlumla hâlâ onur duyuyorum. 15 gün önce eşimle birlikte Gaziantep'e gittik. Gazi Üniversitesi öğrencileri oğluma özel ödül verdi. Buradaki öğrenciler her sene iletişim dalında birine ödül verirmiş. Bu sene de özel ödül anketinde Eren'in adı çıkmış. 1 Mayıs'ta da Leo'lar ödül verdi. Ödülün adına oğlumun adını koymuşlar.
* Erkek çocukları genelde babalarını örnek alır. Eren de hep sizi mi örnek aldı?
Galiba beni örnek aldı. Ama ben onu hiçbir zaman oyuncu olup olmaması konusunda yönlendirmedim. Aslında Eren lisede fen okudu. Fen dalına eğilimi çok fazlaydı. Tiyatroyu seçebileceğini hiç aklıma getirmiyordum. 'Herhalde fen dalını bitirir' diyordum. Tam tersine oyuncu olmayı tercih etti.
* Herkes Eren'in sizin oğlunuz olduğunu bu acı olaydan sonra öğrendi...
Eren okula girişi dahil hiçbir zaman benim adımı kullanmadı. O acı olay olduğu zaman reklam filmini çeken ekip benim onun babası olduğumu orada öğrendi. Onlara bile benden bahsetmemiş. Hep kendi yeteneğiyle bir yere gelmek istedi.
* Eren'in rol aldığı reklam filminin sizin acınızı katmerlediği gerekçesiyle kaldırılmasını isteyenler var. Siz de böyle mi hissediyorsunuz?
Reklamı izlerken aksine çok mutlu oluyorum. Herkes "Kaldırılsın, oynatmasınlar" diyor ama oğlumu izlemek hoşuma gidiyor. Hem oğlumu hem de onun yeteneğini bir kez daha görmüş oluyorum.
* O acı olayın ardından suçlu aradınız mı?
Suçlu kim olabilir ki. Bu tip kazalar olur. Bizimki biraz ağır oldu. Oyun sırasında başınıza birşey de düşebilir. O gün evden Eren ile birlikte çıkmıştık. Akşam olduğunda "Dersin bittiyse seni okuldan alayım" diye telefon ettiğimde bu acı olayla karşılaştık.
GÜLŞEN YÜKSEL MAGAZİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
