kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
 

Yargılamadan korkma, C-4'ten kork...

Aslında Türk usulü kurnazlık yapmak yerine tavizsiz evrensel hukuk kurallarını uygulasak, elimiz ayağımız dolanmadan yolumuza sorunsuz devam edebileceğiz...
Çağdaş hukukta yeri olmayan Devlet Güvenlik Mahkemeleri eski haliyle onca insanın canını boş yere yaktı. Türkiye'nin yazarı çizeri buralarda yargılandı. Her defasında da Devlet Güvenlik Mahkemesi kararları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından mahkûm edildi.
Türkiye sürekli dava kaybetti. Çünkü hukuka uymadı. Şimdi de durum aynı. Şekil şartları açısından Abdullah Öcalan davasında eksiklikler var. Hukuka saygılı bir toplum açısından yapılacak iş belli, davayı yeniden görmek ve eksiklikleri gidermek. Öyle heyecanlanacak, tartışılacak, büyütülecek bir mesele yok. Hukuka saygılı olmak toplumları güçlendirir. Başımıza gelenler hukuka madik atma arzumuzdan...


Nitekim, Türkiye AİHM'in kararlarına uyma iradesi gösterdiği ve bunu hukuksal mevzuatına koyduğu halde, yeni TCK'da gene hukuka karşı bir kurnazlık yaptı.
Yürürlüğe girecek olan TCK'nın 311. maddesi, 4 Şubat öncesi başlayan ve bu tarihten sonra sonuçlanan davalar için "davanın yeniden görülme" hakkını tanımadı. Abdullah Öcalan davasını hedefleyerek, yeniden yargılanma hakkı kısıtlandı. Bu engel şimdilik 90 dosyayı kapsıyor. AİHM'de dava kazanmış ve Türkiye'de yeniden yargılanmayı bekleyen 90 dosya şimdi bu kurnazlık nedeniyle mağdur durumda. Avrupa Birliği de Türk usulü kurnazlığı anlamadığı için bu garipliğin üzerine gidiyor.
Yargılamayı doğru dürüst hukuka uygun bir şekilde yapmayan, AİHM'ye başvuru hakkını ilke olarak kabul edip sonra da buna kendi siyasal endişelerine göre engeller getiren bir ülke tabii ki saygın ve güçlü olamaz. Ülkelerin güçlü olmasını sağlayan unsur, hukuksal ilkelerden taviz vermemesi, istikrarı hukuksal güvenceye teslim etmesidir.
Öcalan Davası sırf hukuka uymaktan korkmayan bir toplum olduğumuzu göstermek ve güçlenmemiz açısından yenilenmeli, eksik şekil şartlarını aşarak yargılama yaptığımızı herkese ispat için vesile olmalı...


Öcalan Davası'nın tekrarında endişe edilecek, korkulacak bir durum yok. Asıl bunu vesile ederek çalkantı yaratmak isteyenlerden ürkmenin zamanı... Örneğin, şu "C-4" meselesini izliyor musunuz? Biliyorsunuz, C-4 sadece askerlerde bulunduğu söylenen bir tahrip kalıbı.
Son iki gündür iki üst düzey askeri yetkili bu C-4'lerden söz ediyor... Önce Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye'ye çok miktarda giren C-4'lerden söz etti... Ardından Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt ABD Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı'na "C4 patlayıcılarının Irak'tan nasıl geldiğine baksın" türünden bir cevap verdi.


Geriye dönük hafızamı yokladım... KKTC'de bir astsubaya ait bir arabada yüklü miktarda C-4 yakalandığını anımsadım. O olayın sonrası gelmedi. Geçenlerde de, Haliç Köprüsü'nün bacağına 20 kiloluk C4 tahrip kalıbı konduğunu öğrendik.
Dünkü Radikal'de de "Tunceli'de büyük operasyon" başlıklı haberin hemen başında C-4 adına rastladım. Haberin ilk cümlesi şöyleydi:
"PKK'nın tahrip gücü çok yüksek olan C-4 tipi plastik patlayıcıyla eylem yapacağı istihbaratı üzerine, Tunceli'de örgütlere karşı büyük bir operasyon başlatıldı."
Türkiye'nin gündemine usuldan giren bu C-4 meselesi neyin nesi, insan merak ediyor... Çünkü bizde C-4 şifre gibidir... Anılmaya başlandı mı, iyi şeyler olmaz. Öcalan'ın yargılanması sıradan bir hukuksal süreç ama bu süreçle birlikte ortalığa salınan bu C-4 hangi senaryonun, hangi sahnesi?


Türkiye AB istikametinde yürüdükçe, büyük bir değişimden geçmeye devam edecek...
Hukukunu güçlendirme, öz güvenini artırma, komplekslerinden arınma hiç de kolay bir süreç değil... Gerginlikler, zorluklar yaratması normal... Normal olmayan bu değişim sürecinden kendine rant çıkarmaya uğraşanlar... Eski mevzileri kaybetmemek için direnenler...
Burada hükümete büyük iş düşüyor... AK Parti'nin en beceremediği iş "beklenti yönetimi" ...
Halbuki siyasetin en mahir olması gereken süreç, beklentilerin yönetildiği süreç...
Ben umutluyum... Bu süreçlerin atlatılacağına, hukuka uymanın zafiyet değil güç getirdiğinin anlaşılacağına inanıyorum...
Yeter ki, C-4 provokasyonunu şimdiden önleyelim...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Londra'dan...   / 09-05-2005
 Liberal solun zaferi...   / 07-05-2005
 İnternet ve Taliban...   / 02-05-2005
 Türban için referandum...   / 30-04-2005
 Özgüven sorunu...   / 25-04-2005
 İncirlik Şifresi...   / 23-04-2005
 Liberalizm yükseliyor...   / 18-04-2005
 Güle güle...   / 16-04-2005
 Kadınlar tuvaletleri kullanmayı bilmiyor mu?   / 11-04-2005
 "Koşun, bayrak yakıyorlar"   / 09-04-2005
ERDAL ŞAFAK
Rezerv-seçim ilişkisi
Ekonomi yazarlarının...
ALİ KIRCA
Kimseye etmem şikâyet
One unutulmaz sahneydi öyle:...
ERGUN BABAHAN
Enerjiyi boşa harcamak
Türkiye'nin önündeki en büyük...
MEHMET ALTAN
Yargılamadan korkma, C-4'ten kork...
Aslında Türk usulü...
Bu da Özbekisyan!
Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan ve dün Özbekistan... Köktendinci...
Ermenistan'dan sınır açılabilir iddiası
Türkiye'nin, diplomatik ilişki kurmak için soykırım iddiaları ve...
İlk teklif Le Guen'e
İlk teklif Le Guen'e
Teknik direktör arayışına giren Fenerbahçe ilk görüşmeyi Lyon'dan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu