Daum'la bu kadar
Dün gece Olimpiyat Stadı'nda seyir zevki yüksek ve çok ilginç bir derbi izledik. Sonuçta G.Saray farklı bir galibiyet ile kupanın sahibi oldu. İlk yarıda ligimizde alışmadığımız yüksek bir tempo vardı. Saha içi organizasyonu kendisine göre çok daha iyi oturmuş rakibi karşısında F.Bahçe tahminlerimin aksine maça iyi başlayan taraftı. Çabuk paslarla ve sürekli dikey oynayarak etkili hücum girişimlerinde bulundular. Galatasaray klasik dar alan presini uygulayamadığı gibi oyuna da hükmedemiyordu. Ancak goller arka arkaya Galatasaray'dan geldi. Ribery mükemmel zamanlamalı bir içe kat ediş sergileyerek, takımına skor avantajı getirdi. Yine Ribery bu defa sol tarafta sıfıra taşıdığı topu geriye akıllıca kesince, Necati farkı ikiye çıkardı. Ardından da bir şans golü gelince Galatasaray işi bitirmiş gibi oldu. Ancak pozisyonlara giren Fenerbahçe maçı bir türlü bırakmıyordu. Devre bitimine kadar farkı ikiye indirdiler, son dakikada da ikinci golü kaçırdılar.
Farka resmen davet çıkardı İkinci yarıya Daum intihar ederek başladı. Bugüne kadar yedek kulübesinde oturttuğu, arada sırada da 5-10 dakika görev verdiği van Hooijdonk'u sahaya sürdü. Bu değişiklikle orta sahayı bir tek Aurelio'ya bırakan Alman hoca, "G.Saray'a gel de farka git" dedi. Buna karşılık Hagi de yerinde duramadı! Ribery ve Necati gibi geniş alan sprinterlerini arka arkaya dışarı alarak F.Bahçe'ye bir mucize şansı tanıdı. Hakan Şükür'ün 4. golüne kadar da F.Bahçe gol pozisyonları buldu. Ama Mondragon hem G.Saray, hem Hagi'yi ipten aldı. Sonra gecenin yıldızı Hakan 4. golle işi bitirdi. Sonra da F.Bahçe maçı bıraktı. Tahminlerin aksine F.Bahçe topa fazla sahip olan taraftı ama G.Saray 5 gol attı. F.Bahçe defasında ilk defa bu kadar kademe ve adam paylaşma yanlışları yaptı . G.Saray'ın en önemli artısı, defansın ortasındaki uyumlu ikili; Tomas ve Song. Diğer artıyı da söylemeye gerek yok: Hakan Şükür. Golcü, asistçi ve de sistemi çalıştırıyor. Ama ortada bir gerçek var: F.Bahçe gibi lider bir takıma, finalde 5 gol atarak yenmek de takdir edilecek bir başarıdır. Ben ve benim gibi Daum'u eleştirenlere göndermeler yapanlara soruyorum: Böyle bir kadro ve bu imkanlarla F.Bahçe zayıf rakipler karşısında bile zorlanıp, duran toplardan medet umuyorsa, 4 derbinin hepsini kaybediyorsa Daum başarılı mıdır? Böyle bir maçta sahada yürüyen Alex de F.Bahçe adına bir başka hayal kırıklığı idi.
|