| |
2001 kışından 2005 baharına
Buna rastlantı değil, "Tarihin teşekkür jesti" ya da "Bir hakkın teslimi" demek herhalde daha doğru olur. Kemal Derviş'in bugün Meclis'te yapacağı veda konuşmasından birkaç saat sonra IMF İcra Direktörleri Kurulu üç yıllık yeni Stand-by anlaşmasını onaylayacak. Toplantıdan sonra IMF'nin Washington'daki merkezinden yapılacak açıklamada geçmişi özetleyecek paragrafı şimdiden ezbere söyleyebiliriz: "Geçtiğimiz 4 yılda Türkiye'nin ekonomik programı olumlu sonuçlar verdi. Üretim hızla arttı, enflasyon bir kuşağın gördüğü en düşük düzeye geriledi ve kamu borcu belirgin biçimde azaldı. Ekonominin şoklara dayanıklılığı güçlendi. " 4 yıl önce... Kaçımız ürpermeden anımsayabiliyor 2001 Şubat'ının o kabus günlerini? Gecelik faizler yüzde 7.500'lere fırlamıştı, Ziraat Bankası'nın bir günlük faiz gideri tüm personelinin bir yıllık ücretlerinin toplamından fazlaydı, Merkez Bankası'ndan bir günde 7.5 milyar dolar çekilmişti, borç stoku iki misline çıkarak GSMH'nin yüzde 65'ine fırlamıştı, bütçe nin yüzde 95'i faize gidiyordu, büyüme hızı eksi 4'e gerilemişti. Türkiye iflas ediyordu!
O her zaman iyimserdi İşte böyle bir yangını söndürmesi için apar-topar çağrılmıştı Derviş. Yine o günlerde onun Türkiye'nin bu ağır krizi atlatacağına olan inancını kaçımız paylaşıyordu? Ve de kaçımız inanıyordu bugünlerin parlak tablosunu çizen iyimserliğine? 28 Şubat akşamı Ankara'ya ayak bastığı an, "Türkiye'nin toplumsal yapısı sağlam. Bu zorlukların üstesinden gelinir" demişti. Ertesi gün Başbakan Ecevit'le birlikte medyanın önüne çıktığında, "İnanın, Türkiye hızla düze çıkacak" diye konuşmuştu. Ve 14 Mart 2001'deki ilk basın toplantısında bugünleri anlatmıştı: " Bence Türkiye bu yeni asrın ilk 10 yılında ortalama olarak yüzde 7 büyümeyi yakalayacak. Tabii bu uzun vadeli bir perspektif. Şu anda belki 34 yıl sonrasını düşünmek doğru olmaz diyebilirsiniz. Ama herkesin geleceğe bakması, geleceği görmesi lazım... "
Gönlü rahat gidiyor Dedikleri aynen çıktı. Türkiye 2004'te yüzde 9.9 büyüme hızıyla Çin'in ardından dünya ikincisi oldu. Bu yıl da, mevcut trend sürerse, yüzde 5 hedefini aşıp yüzde 7'ye tırmanacak. Önümüzdeki dönemdeki beklentilerle ilgili olarak da Fransa'nın büyük bankalarından "Credit Agricole"un raporunu aktaralım. Bölgenin büyüme hızı yüksek 4 ülkesinin (Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Mısır) geleceklerinin karşılaştırıldığı araştırmada şöyle deniyor: "Ekonominin modernizasyonu, yapısal reformlar, IMF ile yenilediği anlaşma, AB'ye üyelik perspektifi ve yabancı sermaye akını sayesinde Türkiye önümüzdeki 10 yılda bu 4 ülkenin en hızlısı olacak. 10 yıllık dönemde yüzde 5 ortalama büyüme hızını tutturacak." İşte bu başarının mimarı olan adam bugün Meclis'teki veda konuşmasıyla sahneden ayrılacak. Misyonunu gerçekten başarmış olarak. Ve IMF birkaç saat sonra yapacağı açıklamada isim vermeden de olsa herhalde onun 2001 baharından itibaren 3.5 yıl boyunca uygulanan ve Türkiye'yi düze çıkaran ekonomik programından övgüyle söz edecek. Peki, bizim de en azından bir teşekkür borcumuz yok mu Derviş'e?
|