Dokunulmazlık
Dokunulmazlık ya kaldırılmalı ya da ceza kovuşturmasını engellemeyecek şekle getirilmeli.
Enerji ihalelerinde yolsuzluğa karıştığı iddia edilen Ağrı Milletvekili Cemal Kaya'nın suçlamalar sonucu milletvekilliğinden istifa etmesi bir kavram kargaşasına yol açtı. AK Parti yöneticileri, şimdi Kaya'yı örnek göstererek aynı suçlamalara muhatap olan CHP'li Mahmut Yıldız'ın da istifa etmesi gerektiğini ileri sürüyorlar. Bizce bu yanlış bir tavır. Yolsuzlukla suçlanan bir milletvekiline yapılması gereken işlem "yasama dokunulmazlığı"nın kaldırılmasıdır. Herhangi bir yolsuzlukla suçlanan vekilin istifasını istemek, dokunulmazlık tartışmasının üstünü örtmeye yönelik bir hiledir. Yasama dokunulmazlığı muhalefeti koruma aracı olarak Anayasamıza girmiştir. 1960 öncesi Demokrat Parti iktidarı, muhalefeti susturmak için milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırma yoluna gidince darbe sonucu hazırlanan anayasa bu konuda ikili güvence getirmiştir. 1982 Anayasası'nda da korunan bu güvencelerin birincisi siyasi parti gruplarının yasama dokunulmazlığıyla ilgili görüşme yapamaması ve karar alamaması hükmüdür. İkinci olarak, yasama dokunulmazlığı kaldırılan kişiye karardan sonra bir hafta içinde Anayasa Mahkemesi'ne kararın iptali için başvurma hakkı tanınmasıdır. Ancak tüm dünyada yükselen "temiz toplum" talebi bu dokunulmazlığın kapsamının sınırlandırılması veya tamamen kaldırılması sonucunu doğurmuştur. Türkiye'de de Avrupa Birliği yolunda gerçekleştirilen reformlar sonucu kişi hak ve özgürlüklerinin korunması doğrultusunda çok ciddi adımlar atılmıştır. Avrupa Birliği hedefi güden, çok partili demokrasi hayatında bunca yol almış bir ülkede, artık milletvekillerine yönelik siyasi amaçlı komplolar düşünülemez. Bu güvencelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar uzandığı düşünülürse, milletvekillerinin yasama dokunulmazlığı kadar güçlü bir korumaya sahip olduğu sonucuna kolaylıkla varılabilir. Üstüne üstlük, bugün Türkiye'de dokunulmazlığın kaldırılmasını veya kapsamının daraltılmasını iktidar değil, muhalefet talep etmektedir. Yani, susturma eylemi olacaksa iktidar vekillerine değil, muhalefet temsilcilerine olacaktır ki, onlarda da böyle bir kuşku bulunmamaktadır. Bu yazı hiç tanımadığım, telefonda bile konuşmadığım Mahmut Yıldız'ı savunmak amacıyla yazılmamıştır. Sayın Yıldız, siyasi bir kimlik olarak devletle ticari ilişkiye girerek ciddi bir etik hata yapmıştır. Bu işlem sırasında ayrıca hukuka aykırı bir eylemi olup olmadığını bilemeyiz. Bunu tespit etmenin yolu Yıldız'ın istifasından değil, yargı yoluna gitmesinden geçer. Bu Meclis'in önündeki önemli bir fırsattır. Devletle iş yapma kültürünün henüz yok olmadığı, milletvekillerinin ihale kovaladığı bir ülkede şeffaflık ve dürüstlüğü sağlamanın en iyi yolu, dokunulmazlığı ya tamamen kaldırmak veya bu dokunulmazlığı ceza kovuşturmasına engel olmayacak şekilde daraltmaktır. Eğer her hakkında fezleke hazırlanandan istifa talep edeceksek yaz sonu milletvekili ara seçimine hazır olmamız gerekebilir.
|