| |
Liberal solun zaferi...
Tony Blair ilk kez başbakan olduğunda 43 yaşındaydı. Bugün elli iki yaşında... İlk seçildiğinde karikatüristler onu temiz yüzlü bir bambi olarak çiziyordu. Artık öyle çizmiyorlar. Karikatüristler için Blair bir ceylan yavrusundan entrikacı bir canavara dönüştü...
Irak Savaşı sırasında ciddi bir şekilde yıpranan İngiliz İşçi Partisi Lideri Tony Blair üçüncü kez favori olarak gittiği erken seçimi de kazandı... Türkiye, İngiltere'deki İşçi Partisi'nin ve Tony Blair'in üçüncü kez elde ettiği seçim başarısının ardındaki politikaları titiz bir şekilde izlemiyor. İngiltere'deki kişi başına düşen gelir Fransa'yı geçmiş bulunuyor. Yüksek bir büyüme hızı var... Enflasyon ise tepe taklak. Faiz oranları en düşük seviyede... Ülke neredeyse tüm üretim faktörlerinin en üst düzeyde çalıştığı bir tam istihdam noktasında... Altı yılda asgari geçim ücreti yüzde kırk oranında yükseltilmiş. Tek ve önemli sıkıntı ise bütçe açığı...
Tony Blair ve artık halefi gözüyle bakılan Maliye Bakanı Gordon Brown, aynı Bill Clinton gibi yaşama ekonomi penceresinden baktılar ve büyük bir başarı elde ettiler... Halk desteğinin sürmesinin nedeni de ekonominin tıkırında olmasından kaynaklanıyor... Tony Blair, daha önce muhafazakarların yaptığı tüm liberal uygulamalara sahip çıktı... Oradaki zorlu atılımların ekonomik aklı Blair'in de rehberi oldu. Ancak bir noktada ayrıldı... Ayrıldığı noktada farklı bir sosyal devlet uygulaması getirdi... Bu, iktisat mantığını bozmadan uygulanmaya çalışılan bir sosyal anlayış... Bu yeni ve farklı yaklaşımın tüm Avrupa'ya örnek olup olamayacağı derinlemesine tartışılmakta... Türkiye ise bu örneğe ne yazık ki çok duyarlı değil...
Sanayi devriminden bilgi çağına geçmek hiç de kolay değil ve toplumlar çok zorlanıyor... Blair'in eşitsizlikleri giderme çabasına rağmen bugün İngiltere'de toplumun yüzde 17'si, yaklaşık on milyon insan, görece fakirlik içinde... Bu, 1999 yılında yüzde 20 imiş ama gene de azımsanmayacak bir seviyede seyretmekte... Toplumun yoksullarını işsizler, emekliler, etnik azınlıklar, özürlüler ve niteliksiz işgücüne sahip olanlar oluşturmakta... Bu, İngiliz hükümetini en çok meşgul eden sorunların başında geliyor... Tabii bir de bu sorunun uzantısı olarak, bu yoksul kesimlerin çocuklarının durumu...
1997 yılında her dört çocuktan biri fakir bir ailede doğuyormuş... 1999 yılında bu oran beşte bire gerilemiş... Bugün hala 3.6 milyon çocuk dar gelirli ailelerin çocukları olarak yaşamlarını sürdürmekte... Bundan daha vahimi bu çocukların yaşamları daha sonra da pek değişmiyor... Yapılan araştırmalar, yoksul doğan çocukların ömürlerini de yoksulluk içinde geçirdiklerini belirliyor... Blair, bu tür eşitsizlikleri gidermenin çarelerini arıyor... Hayata nasıl bakıyorsunuz? İnsanları eşit kabul ediyor musunuz? Yoksa sizin için eşit olması gereken sadece şanslar mı? Piyasa yaşamın tüm sorunlarını çözer mi yoksa çözemedikleri de var mı? Var ise, bunu piyasa koşullarını bozmadan aşmak olası mı? Tüm bu sorunlara verdiğiniz cevaplar, sizin siyasal yaklaşımınızı da netleştiriyor...
Tony Blair şansların eşit olması gerektiğine inanan ve piyasanın aksadığı noktalara, piyasanın işleyişini alt üst etmeden çözümler arayan yeni bir anlayış içinde... "Üçüncü Yol" olarak da bilinen liberal sol bir aranışın liderliğini yapıyor... Türkiye'de maalesef doğru dürüst bir sol yok... Böyle tartışmalar da... Ama gene de İngiltere herkes için çok önemli bir laboratuvar... Bir başka çağa geçerken liberal sol anlayışı merak açısından yakından izlemekte fayda olan bir çaba bu...
|