Çiçek: İşin ölçüsü kaçtı...
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin 43'üncü kuruluş yıldönümü için bir mesaj yayınladı mı? Hemen belirtelim, hayır... Oysa, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in tartışma yaratan türbanla ilgili açıklaması sırasında Arınç, Yüce Mahkeme'de Başbakan Erdoğan'la yan yana oturuyordu. Ancak öncesinde herhangi bir mesajı yoktu. Peki geçen yıl.. Arınç, bu yılın aksine, geçen yıl bir mesaj yayınladı. TBMM Başkanı mesajında Anayasa Mahkemesi için şunları söylüyordu: "Milli Mücadele sonunda kurulan Cumhuriyetimizin Anayasası'nda belirtilen temel niteliklerinin korunmasında çok önemli yere sahip olan Yüce Mahkeme, kuruluşundan bu yana üstün bir başarı göstermiştir..." Bumin'in geçen hafta kuruluş yıldönümü törenindeki türbanla ilgili konuşmasına kadar da aralarında herhangi bir sorun da yoktu.
Dibace ne diyor? Her ne kadar Arınç, Bumin'e, "selam ve sevgilerini eksik etmese" de önceki gün CNN'de başlayan ve dün de devam eden çıkışları, ipleri koparmaya yetti. Arınç'ın, iki gündür devam eden açıklamalarından yola çıkarsak. Başkan Arınç, ilk üç maddesi dışında Anayasa'nın bütün maddelerini Meclis'in değiştirme hakkı olduğunu belirterek şöyle diyor: "Ben yasama organı olarak istediğim yasa değişikliğini yaparım. İstediğim yasağı koyarım, istediğim yasağı kaldırırım..." Arınç'ın bu sözleri doğru kabul edilebilir. Ancak, Anayasa'nın "Başlangıç (dibace)" bölümüne bakıldığında farklı bir durum ortaya çıkıyor. Bu bölüm aynen şöyle diyor: "Kuvvetler ayrımının, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve iş birliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu...." Nitekim, Anayasa Mahkemesi'nde yasalara karşı açılan davaların sonuçlarına Meclis'in uyma zorunluluğu da buradan geliyor. Veya, Cumhurbaşkanı'nın yasaları veto hakkı ile Anayasa değişikliğini gerektiğinde referanduma götürme yetkisini de unutmamak gerekiyor. Sayısal çoğunluğa dayalı olarak, "istediği yasağı koyup, istediğini kaldırma" hakkını Meclis'te tek başına kimse elinde tutamıyor. Meclis'te sayısal çoğunluğu bulunmasına rağmen, hükümetin türbana izin verecek yasal düzenleme konusunda adım atamamasının gerisinde de bu yatıyor.
Hükümetin bakışı Peki, hükümet bu tartışmanın neresinde duruyor? Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, dünkü sohbetimizde bu sorumuzu yanıtlarken söze şöyle başladı: "İşin ölçüsü kaçtı..." Ardından bir cümle daha: "Bir işi tadında bırakamıyoruz..." Türkiye'nin dışında çok önemli gelişmeler olduğunu anımsatıp devam etti: "Önemli gelişmeler yaşanırken, 'dedim, dedi' tartışmasının kime faydası var?" Bakan Çiçek, konuşmasını atasözleriyle de süsleyip ekledi: "Başörtüsü konusunda bugüne kadar herkes her sözü söyledi, söylenmedik söz kalmadı. 'Yeni bir söz söyledim' diyen, eski sözünü tekrar etmiş olur. Yargının başka sorunları yok mu? Eğer Anayasa Mahkemesi Başkanımızın muradı gündemde kalmak ise tamam başardı. Her konu tartışılmalı, ama tadında kalmalı..." Arınç'ın dile getirdiği "Anayasa Mahkemesi'nin kaldırılması" konusuna gelince.. Çiçek, kimseyi hedef almak istemediğini belirterek şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesi kapatılır mı kapatılmaz mı tartışmasıyla ne elde edeceğiz? Kimse Meclis'i yok farz ederek bir yere varamaz, 1961 Anayasası'ndan bu yana da Yüce Mahkeme'nin yeri de bellidir. 'Yaş sınırımız 67'ye çıksın, özlük haklarımızda iyileşme olsun' diye gittikleri yer yine Meclis'tir. Kimse yargıyı medyatik hale getirmesin..." Çiçek, konuşmasını başka bir ata sözü ile tamamladı: "İstediğini söyleyen, istemediğini işitir..." Kim üstüne alırsa...
|