Esnaf ağaları için devlet göreve
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Federasyonu (TESK) Genel Sekreteri Naci Sulkalar, 16 Nisan 2005 tarihli "Meclis, ağalığı bitiyor mu? " başlıklı yazıma bir açıklama gönderdi. Açıklamanın ilk bölümünde, '"Komisyon Başkanı Soner AKSOY Derviş GÜNDAY'ın üç temsilcisi ile Genel Sekreterlerini kovdu" ifadesi gerçek dışıdır' diyor. Sulkalar, "Ankara 19.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24/04/2002'de Derviş GÜNDAY, 14 yönetici ve Genel Sekreterini 10 ay hapse mahkum ettiği" bölümüne itiraz ediyor. Ve şöyle devam ediyor; '35 yıllık çalışma hayatımda (bunun 25 yılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda müfettişlik, Genel Müdür Yardımcılığı, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük görevlerinde geçmiştir) hiçbir ceza davasına da muhatap olmadığımı özellikle dikkatinize sunmak isterim.' Kovmanın bin bir türlü şekli var. Sulkalar, herhalde okuduğunu anlamıyor. Bildiğinin de üzerine yatıp gizliyor. Evet o yazıda Derviş Günday'ın Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı olarak 14 yöneticisi ve Genel Sekreteri'ne Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 24/04/2002'de 10'ar hapis cezasını verildiğini yazmıştık. Naci Sulkalar TŞOF ile TESK'i ayıramıyor mu? Hizmetinde olduğu Günday'ın TŞOF'tan dolayı mahkumiyeti olduğunu bilmiyor mu ki, üzerine alınıyor? Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nda 25 yıl müfettişlik, Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlük yapan Sulkalar'ın emekli olmasının akabinde TESK Başkanı Günday'a, paralı Genel Sekreter olması doğru mudur? Bürokrasi geleneğinde, devlet etiğinde böyle bir şey var mı? Sulkalar'ın bize gönderdiği cevap da bu konuyu şöyle değerlendiriyor; 'Bakanlık genel bütçeye dahil bir kamu kurumudur. TESK ise Anayasa'nın 135'inci maddesine göre faaliyet göstern bir kamu tüzel kişisidir. Bakanlıkla TESK arasında hiçbir çıkar ilişkisi yoktur, tersine bu ilişki sadece vesayet ilişkisidir. Bu ilişki Tekel İdaresi ile aynı doğrultuda faaliyet gösteren bir şirket arasındaki çıkar ilişkisine benzetilemez.' Kamu görevlerinden ayrılanların yapamayacakları işler hakkındaki kanun bakalım ne diyor? 2531 Sayılı Kanunun 2. Maddesi; Birinci madde kapsamına giren genel bütçeye dahil kamu görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki 2 yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak 3 yıl süreyle o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya ve dolaylı olarak görev ve iş alamazlar. Taahhüde giremezler. Komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar. Bu kanuna aykırı harekette bulunanların 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı yasada açık bir şekilde belirtiliyor. Peki, Sulkalar denetlediği yere genel sekreter olursa, onu kim denetleyecek? Tabii ki kendi yetiştirdiği Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişi eski elemanları. Adalet Bakanı Cemil Çicek'e, Ankara Cumhuriyet Savcısı'na ve Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'na bu noktada bir görev düşmüyor mu? Görev ve sorumluluk hissedenlerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtdışı gezilerinde günlük 190 USD harcırah alırken, TESK Başkanı Günday'ın bin dolar harcırah almasını gündeme getirmesi size bir şeyler çağrıştırmıyor mu ? Ve TESK'in, devletin arazisi üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tahsis edilen parayla inşa edilen Marmaris'teki Çıraklık Eğitim Merkezi adı altında faaliyet gösteren lüks otelin nasıl yapıldığı ve nasıl kiraya verildiğini araştırılması gerekmez mi?
|