|
|
Amaç üzüm yemek değil
Medya sürekli G.Saray'ın borçlarını gündeme getirir. Futbolcuların alacaklarını manşete taşır. G.Saray nedense Türkiye'de tek borçlu kulüp olarak gösterilir. F.Bahçe'nin efendiliğine hayran olduğum ikinci Başkanı Nihat Özdemir'in ilk kez sert bir üslubuna tanık oldum. Özdemir, G.Saray Başkanı Canaydın'ı, " O, zaten hesap bilmez bir başkan " diyerek ağır dille suçladı. Bu eleştirileri yaparken iğineyi önce kendine çuvaldızı sonra başkasına batırması gerekir. G.Saray'ın bugün için 130 milyon dolar borcu var. Bu borca Ünal Aysal'ın elinde bulunan 25 milyon dolarlık AIG hisseleri de dahildir. İyi ama F.Bahçe'nin borcu yok mu? Son Mali kongrede dağıtılan kitapçıkta 31 Aralık 2004 kayıtlarına göre F.Bahçe'nin 145 trilyon 100 milyar borcu gözüküyor. Bunu ben uydurmuyorum yönetimin bastırdığı kitapçıkta yazıyor. F.Bahçe'nin kısa vadeli borcu 84 trilyon 900 milyor, uzun vadeli borcuu da 60 trilyon 200 milyar Türk Lirası.. 145 trilyonu dolara çevirdiğimizde 108 milyon dolar ediyor. Üstelik bu borcun içine 2.5 yıllık anlaşma yapılan Anelka'nın 15 milyon EURO'luk parası da dahil değil. Medya G.Saray'ın borcunu yazıyor, F.Bahçe'nin borcunun kıyısından geçmiyor. Bu anlayış, " Üzüm yemek değil bağcıyı dövmek " anlayışına benzemiyor mu?
|