|
 |
 |
 |
 |
|
 23 Nisan kutlanıyor
TBMM Başkanı Bülent Arınç, ülkenin 85 yıllık tarihinin en ciddi döneminden geçtiğini belirterek, ''Bugün hepimizin kendimize tıpkı bu Meclisi kuran farklı kökenli insanlar gibi 'vatanperver' adını takıp, tüm ayrılıklarımızdan kurtulmamız gerekir'' dedi.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları çerçevesinde, Birinci Meclis'te bir tören düzenlendi. Törene, TBMM
Başkanı Bülent Arınç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, TBMM Başkanvekilleri İsmail Alptekin, Sadık Yakut ve Ali Dinçer ile Halkın Yükselişi Partisi Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk ve bazı milletvekilleri katıldı.
Tören, Sinop Mebusu Şerif Bey'in Meclis'in açılışında yaptığı konuşmanın dinletilmesiyle başladı. TBMM Başkanı Bülent Arınç, törende yaptığı konuşmada, Meclis'in 85 yıldır ülkenin kaderine yön verdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''1920'de başlayan bu hayati görev, halen Yüce Meclisimizin çatısı altında devam ediyor. Bu sıralarda oturanlar, kendilerinden sonra gelecek milyonlarca insanın hayatlarını etkileyeceklerini biliyorlar mıydı acaba? Bu, aceleyle bulunmuş tahta sıralar, gaz lambaları, evlerin çatılarından toplanmış kiremitler, bakkallardan alınmış defterler ve o defterlere dökülen ilk tutanaklarla açılan bir Meclis...
1920 yılının tam bugününde büyük heyecanlar, umutlar, dualar ve alkışlar arasında açılan bir Meclis, o tarihten sonra ülkenin kalbi, hayat kaynağı ve her şeyi oldu. Ülkenin dört bir yanından bin bir zorluklarla gelen ve 23 Nisan gününde 127'si hazır olan mebusların açtığı bir Meclis, sonraki yıllarda kendi kaderleri de dahil diğer ülkelerin kaderini de etkiledi.''
O gün 600 yıllık imparatorluk döneminde pek adı bilinmeyen bir kavramın ''milli irade'' kavramının doğduğunu anlatan Arınç, ''İşte bizim kahramanlarımız da Nisan ayının bir Cuma gününde ellerini duaya kaldırdıklarında yapmak istedikleri şey, imparatorluklarının ve halklarının kaderlerini değiştirmekti. Yani en başta sorduğum sorunun cevabı, evet, bu sıralarda oturanlar kendilerinden sonra gelecek milyonlarca insanın hayatlarını etkileyeceklerini biliyorlardı'' diye konuştu.
'HEPSİNE ÇOK YAKIŞAN İSİM VATANPERVERDİ'
İlk Meclis'i oluşturanların ortak bir bilinç ve ortak bir hedefleri bulunduğunu ifade eden Arınç, o günlerde siyasetçilerin,
aydınların, askerlerin, ulemanın, esnafın, eşrafın ortak bir bilinçle hareket ettiğini anlattı.
Ankara'da başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve diğer kurmay beyinlerin yönettiği bu hareketin, ''millet iradesi'' kavramını ilmek ilmek ülkenin her yanında dokuduğunu kaydeden Arınç,
''Ortak bilinç, ilk hamlesini 23 Nisan 1920'de başarıyla gerçekleştirmiş, Büyük Millet Meclisi'ni açmıştı. Bu ortak bilincin bir de hedefi vardı: Kurtuluş...
Bu küçük salonun dualarla doldurulan salonunda, o ortak bilinç, o gün hedef olarak kendilerine kurtuluş mücadelesini belirlemişti'' dedi. Arınç, şunları kaydetti:
''Yüzlerce yıl sahip oldukları şehirlerini işgal eden, gurur duydukları başkentlerini kuşatan, onurla temsil ettikleri
medeniyetlerini tehdit eden ve bir milleti sanki yok etmek için ant içmiş işgalcilerden kurtulmaktı ortak hedefleri.
Bu muhteşem öykünün bundan sonraki kısmını herkes biliyor. Kurtuluş savaşını başlatan, yöneten ardından gür bir sesle
özgürlükleri ilan eden bir ülke kurdu o kahramanlar. Ortak bilinçlerinin ürettikleri ortak hedeflerine de kavuşmuşlar ve
ülkelerini kurtarmışlardı. Cumhuriyeti ilan eden, demokrasiyi inşa eden, güçlü bir devlet kuran hep o iradenin sahipleriydi. Bu iradenin sahiplerine kimse etnik kökenlerini, inançlarını, memleketlerini sormadı. Hepsi bir isimle çağrılıyordu: Vatanperver. Bu isme dikkat etmenizi istiyorum. Zira toprağını, bayrağını, taşını, dağını seven, ülkesinin özgürlüğüne ve bağımsızlığına kendini adayan herkesin ortak ismi buydu. Hiçbir sıfat ya da başka isim kullanmıyorlardı.
Statüsü, etnik kökeni, eğitimi ne olursa olsun, hepsine çok yakışan isim vatanperverdi.''
'85 YILLIK ORTAK BİLİNÇ YAŞIYOR'
85 yıldan beri, ''vatanperver kahramanların başlattıkları yürüyüşün devam ettiğini'' ifade eden Arınç, ''Millet iradesi zaman, zaman acı çekti, yok sayıldı, cezalandırıldı ama Allah'a şükür ki varlığını hep sürdürdü. O bilinç halkımızın arasında hep yaşadı'' dedi.
Arınç, Meclis'in 85. yılı kutlamalarının daha da görkemli olması için 2005 yılını ''Milli Egemenlik Yılı'' ilan ettiklerini belirterek, bu çerçevede düzenlenen etkinlikler arasında kendilerini en çok duygulandıranın ilk Meclis'i inşa eden 437 milletvekilinin adının yazıldığı Milli Egemenlik Meşalesi'nin açılışı olduğunu kaydetti.
Meclis'in onurla ve gururla halkın iradesini yansıtmaya devam ettiğini belirten Arınç, ''Tereddütsüz ve tartışmasız bir şekilde milletimiz yüce Meclisimizde temsil ediliyor. Yani 85 yıllık ortak bilinç yaşıyor. Bu ülkede kimsenin tartışmadan ve itiraz etmeden mutabık kaldığı bir gerçek varsa, o da halk iradesinin Meclis'te temsil edilmesinin zorunluluğudur. Üzerinden şanlı bayrağımızın hiç inmediği Yüce Meclisimiz herkesin mutabakatıyla ülkenin kaderine halen yön veriyor'' diye konuştu.
'EN CİDDİ DÖNEMEÇ'
''Bugünlerde ülkemiz, sanırım 85 yıllık tarihinin en ciddi dönemecinden geçiyor'' diyen Arınç, bir yanda Avrupa Birliği üyeliği ve Kıbrıs, bir yanda ülkenin yanı başında devam eden savaşlar ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede hızla iktidar değişimleri yaşandığı anlattı.
Dünyanın Türkiye'nin de yer aldığı bölgede süren bu değişimi yakından izlediğini kaydeden Arınç, ''Herkesin gözü bu bölgede ve özellikle de bizim üzerimizde. Sanırım yapacağımız, vereceğimiz karar sadece bizim ve bölgenin değil, bu bölgeyle ilgilenen onlarca ülkenin de geleceğini etkileyecektir'' dedi.
Arınç, şöyle devam etti: ''Tüm bu önemli gelişmeler nedeniyledir ki bizim gücümüzü ve bölgeye etkimizi azaltmak isteyen taraflar olacaktır. Bu yüzden ülkemizde bir huzursuzluk, gerginlik, etnik kimliği öne çıkartan bir dalga ve bu dalganın neden olduğu küçük ama endişe verici toplumsal olaylar yaşanıyor. Bugünler, 85 yıl önce var olma mücadelesi veren İlk Meclis üyelerinin yaşadığı sıkıntılı günleri anımsatıyor bana. Onlar kadar büyük dertlerimiz yok. Onlar kadar ölümcül sorunlarımız da yok çok şükür. Buna rağmen o zor şartlarda onlarda olan ve bizde olmayan bir eksiğimiz var: Ortak bilinç ve ortak hedef...
Onlar gibi ortak bilincimizi oluşturup, ortak hedefimize kilitlenmemiz gerektiren günlerden geçiyoruz. Bugün hepimizin
kendimize tıpkı bu Meclisi kuran farklı kökenli insanlar gibi 'vatanperver' adını takıp tüm ayrılıklarımızdan kurtulmamız gerekir.
Hepimiz sadece bayrak için değil, ekonomiden çevre kirliliğine, tarihi kültürümüzü yaşatmaktan, fikir özgürlüğüne kadar bu ülkenin her sorunu için uğraşmalıyız. Bir vatanperver gibi dışarıdan ya da içeriden yapılan tüm baskılara göğüs germemiz, kenetlenmemiz ve ülkemize sahip çıkmamız gerekir.
Bu ülkenin kurucuları da, bu ülkenin mayası da, bu ülkenin sahipleri de farklı kökenlerden, farklı düşüncelerden, farklı
inançlardan gelebilir. Ancak tüm bu insanların birleştiği ortak kimlik vatanperverlikti ve yine aynı kimlikte buluşmamız gerekir. O zaman farklı yerlere çekilebilecek bir kavram kargaşasından, zihinlere kazınmış yanlış imajlardan, bizi birbirimizden soğutacak algılamalardan kurtulabiliriz.''
Milli Egemenlik Yılı'nda büyük bir coşku ve heyecan yaşandığını kaydeden Arınç, ''Bugünün armağan edildiği çocuklarımız
geleceklerinden umutlu olmalıdır. Onlar için güzel ve aydınlık yarınlar var. Çünkü Türkiye her geçen gün büyüyen, daha da güçlenen bir ülke konumundadır. Bizden sonra gelecek nesiller inşallah bizden daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir ortamda yaşayacaklardır'' diye konuştu.
Arınç, konuşmasının sonunda ilk Meclis'in çatısı altında, 85 yıl önce bir araya gelmiş, hayatlarını feda etmiş vatanperverleri, Büyük Kahraman Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını rahmetle ve minnetle andığını belirtti.
ARINÇ, ÖZEL DEFTERİ İMZALADI
Daha sonra Birinci Meclis Özel Defteri'ni imzalayan Arınç, deftere yazdığı yazıda, şunları kaydetti:
''Esarete mahkum edilmek istenen bir milletin iradesinin hayat bulduğu ve bağımsızlığının simgesi olan bu tarihi çatının altında bulunmaktan büyük heyecan duyuyorum. Savaş ortamında imkansızlıklar içerisinde kurulan bu mütevazı mekanda, tarih sahnesinden silinmek istenen Türk Milletinin bağımsızlık ateşi yakılmıştır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milletin bağrından çıkmış kahramanlar ülkemizin bağımsızlık mücadelesini buradan yönettiler.
Gazi Meclis'in ortaya koyduğu bu destansı bağımsızlık ruhu, Türk Milletinin en önemli ilham kaynağı olarak geleceğimize her zaman ışık tutacaktır. Böylesi anlamlı bir günde, kurucu iradenin taşıdığı heyecan ve ruhu aynı tazelik ve kararlılıkla tüm benliğimde hissediyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bağımsızlık mücadelesinin neferlerini rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.
Büyük bağımsızlık mücadelelerinden birini vererek destansı bir zafer kazanan Gazi Meclisimizin kuruluşunun 85. Yılını kutlamak için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı üyeleri ve milletvekilleriyle birlikte manevi huzurundayız.
Milli irade ve halk egemenliğini temel alarak kurduğun Türkiye Büyük Millet Meclisi, bıraktığın mirası hassasiyetle korumaya devam etmektedir. Bayrağın emin ellerde olduğunu bilmeni isterim.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
