| |
Evrimden devrime
Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu 50 maddelik değişiklik paketini Başbakan Erdoğan'a sunduğuna göre, Anayasa'da 10'uncu revizyon ya da "evrim" yakında gündemimize girecek. Önerilerin tümü henüz açıklanmadığı için, Ankara Büromuzun ulaştığı bilgiler çerçevesinde değerlendirme yapacağız. Öncelikle CHP'nin Anayasa değişikliğine destek için önkoşul ilan ettiği dokunulmazlıkların pakete girmesi olumlu gelişme. (Yeri gelmişken bir eski milletvekili dostumuzun tespitini aktaralım: Meclis dokunulmazlıkların daraltılmasını daha önce üç kez reddetti. Bu sorunun çözümü için iki koşulun oluşması gerekiyor: Seçimde Meclis'in büyük bölümünün yenilenmesi ve dokunulmazlıkların ilk yıl gündeme getirilmesi. Bu Meclis'te de milletvekillerinin çoğu yeni, ancak yasama döneminin üçüncü yılına girildiği için tren kaçtı.) Biz yine de iyimserliğimizi koruyalım. CHP'nin talebi yerine geldiğine göre, bu paket fırsat sayılıp Uzlaşma Komisyonu da çalıştırılabilir. Bu da Çiçek'in önerilerinin (Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları değişikliği, siyasetin finansmanı, yurt dışındaki vatandaşların oy kullanmaları) Anayasa değişikliği ile birlikte veya ardından çıkarılması olanağını sağlayabilir.
Çifte baraj çözüm mü?
Kuzu'nun bazı önerilerini olumlu bulduk, bazılarında düşkırıklığına uğradık. Örneğin seçim barajında. Düzenlemede yüzde 10 barajının korunması, sadece 100 Türkiye milletvekilinin dağılımında yüzde 5 uygulanması öngörülüyor. Bu, Erdoğan'ın önerisinden de geriye gidiş anlamına geliyor. Çünkü Erdoğan, 100 milletvekilinin barajsız dağıtılmasını istemiş, "Böylece yüzde 1 oy alan parti bile Meclis'te temsil edilebilmeli" demişti. Kuzu'nun gerek AİHM'den gelebilecek talebe, gerekse AB Komisyonu'nun beklentilerine önlem olarak çifte baraj düşündüğü anlaşılıyor. Bilindiği gibi, AİHM seçim barajını gündemine aldı. AB Komisyonu da barajın indirilmesini talep edip duruyor. Türkiye milletvekilliği için yüzde 5 barajla bu isteklerin karşılanmış olacağı hesaplanıyor. AİHM'i bilmeyiz ama AB'nin bu formülü yeterli bulacağını sanmıyoruz. Ayrıca Türkiye milletvekilliği bir daha düşünülmeli. Zira bir yandan siyasiler ve kamuoyu lider sultasından yakınıp tüm adayların önseçimle belirlenmesini isterken, bir yandan da lidere bağımlı bir milletvekili grubu yaratılması, içinden çıkılması güç çelişki oluşturacak. Önümüzdeki günlerde zorunlu olarak konuya yeniden eğileceğimize göre, diğer önerileri irdelemek için epey imkan olacak. Ancak bir noktayı hatırlatmakta yarar görüyoruz. AK Parti, iktidarının ilk günlerinde, bu Meclis'in "Sivil Anayasa" yapacak güç ve iradede olduğunu ilan etmişti. CHP'nin itirazının da etkisiyle olsa gerek, zamanla bu fikir terkedildi. Hiç değilse bir sonraki Meclis'in yamalı bohçaya dönmüş 1982 Anayasası yerine AB sürecine yaraşır bir Anayasa'yı gündemine alabilmesi için şimdiden tartışma açılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Tüm partiler nasıl bir Anayasa istediklerini ya da düşündüklerini açıklamalı, komisyonlar kurup proje üretmeli. Bu tartışmalarla bir uzlaşma zemininin taşları döşenirse, gelecek yasama döneminde "Sivil Anayasa Devrimi" için daha uygun ortam yaratılmış olur.
|